İlk God of War oyunu 22 Mart 2005'te piyasaya sürüldüğünde acaba Sony bu serinin bu kadar ünlü olabileceğini düşünüyor muydu? Özellikle Quick Time Event (tuşlara istenilen zamanında basma) oynanış elementini oldukça iyi kullanan God of War, başarılı sunumu ile de oyuncuların dikkatini çekti. Yunan mitolojisindeki karakterleri duyguları, hırsları ve öfkeleriyle başarılı bir şekilde yansıtan Sony'nin Santa Monica stüdyosu, büyük bir serinin de başlangıcını yapmış oldu.
Şimdi God of War serisinin 6. oyunu olan God of War: Ghost of Sparta piyasaya çıktı. Playstation 2'de 2 tane, cep telefonlarında 1 tane, PS3'te 1 tane ve PSP'de de Ghost of Sparta ile birlikte 2 tane God of War oyunu bulunuyor. 5 yılda tam 6 oyun. Serinin hayranları hala bu oyuna büyük hayranlık besliyor. God of War 3'ün Playstation 3'te ne kadar çok beklendiğine ve ne kadar büyük bir ilgiyle karşılandığına hepimiz tanık olduk. God of War serisi şimdi en yeni oyunuyla PSP sahipleri ile buluşuyor. 2
008 yılında PSP için piyasaya çıkan Chains of Olympus'tan sonra PSP ekranlarında bir kez daha Kratos'un kontrolünü ele alıyoruz.
God of War: Ghost of Sparta, yine Chains of Olympus'un geliştiricisi Ready at Dawn tarafından geliştiriliyor. Serinin yaratıcısı Santa Monica stüdyoları da oyunun geliştirilmesine katkı sağlıyor. Yaklaşık 2 yıldır geliştirilen oyunun yapımına Chains of Olympus'tan birkaç ay sonra başlanmış.
İlk God of War oyunundan sonraki, cep telefonları için piyasaya çıkan God of War: Betreyal'dan önceki olayları konu edinen Ghost of Sparta'da her zamanki gibi Kratos'un kontrolünü ele alıyoruz. Serinin hayranları Kratos'un sorununun tamamen kişisel olduğunu bilir. Eşi ve çocuğunun ölümüyle büyük sarsıntı yaşayan Kratos, Tanrı'lara savaş açmıştı. Sparta şehrinde büyüyen ve buradaki her erkek gibi savaşçı olarak doğan Kratos'u farklı kılan şeyler var. O bir yarı-tanrı ve diğer savaşçılardan çok daha güçlü özelliklere sahip.
Oldukça da öfkeli olan Kratos aslında çocukluğundan itibaren kendini büyük oyunların içinde bulunuyor. Tanrıların insanlarla oyuncak gibi oynadığı bir dünyada Tanrı'lara karşı baş kaldırıyor. Ghost of Sparta'da Kratos'un amacı annesi ve kardeşi ile ilgili gerçekleri açığa çıkarmak. Sürekli hayaller gören kahramanımız geçmişinin karanlıkta kalan bölümlerini aydınlatmak için yine zorlu bir yolculuğa çıkıyor. Onu bu yolculuktan Athena dahil herkes vazgeçirmeye çalışıyor. Kratos, kardeşi Deimos ile olan anılarını da hatırlayarak Atlantis şehrinde araştırma yapmaya başlıyor. Burada annesi ile de karşılaşan Kratos, babasının kim olduğu da dahil olmak üzere bir çok sorunun yanıtını buluyor. Tabi soruların yanıtını buldukça da öfkesinin arttığını belirtmeme gerek yok sanırım.
Oyunu oynadığınızda sizin de fark edeceğiniz gibi geçmişiyle ilgili bildiği çoğu şeyin yanlış olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi de hem geçmişindeki bütün karaknlık noktaları aydınlatmak, hem de kardeşi Deimos'u bulmak için onun kontrolünü ellerimize alıyoruz. Eğer serinin hayranıysanız Ghost of Sparta sayesinde Kratos'un geçmişi ile ilgili ayrıntılı bilgiler elde etmeniz mümkün.
Oyunumuza tıpkı demo'da olduğu gibi Atlantis uygarlığının kıyılarında başlıyoruz ve her zamanki gibi kendimizi birden aksiyon sahnelerinin içinde, dev bosslarla savaşırken buluyoruz. Oyunun kontrol mekanizması ve genel oynanış mantığı önceki oyunlarla aynı. Yine elimizde Blades of Athena ile düşmanlarımızı kesmeye başlıyoruz ve
Quick Time Event'ler ile öldürücü vuruşları yapıyoruz. Serinin yakın takipçileri oyunu oynarken hiç zorluk çekmeyeceklerdir, çünkü burada aynısının daha fazlası ile karşı karşıyayız.
Ghost of Sparta, Chains of Olympus'tan %25 daha fazla oynanış dinamiği içeriyor, fakat oyunda bunu çok fazla hissettiğimizi söyleyemeyeceğim. Kendinizi aksiyona kaptırdığınızda oynanış elementlerinin pek farkında olmuyorsunuz.
Özellikle oyunun bulmaca sisteminin serinin önceki oyunlarından pek bir farkı bulunmuyor. Oyunun geliştiricilerinin odaklandığı nokta genellikle savaş sistemi olmuş. Bu da oynanış mekaniklerinin yeterince değişememesine yol açmış.
Ghost of Sparta'da Blades of Athena dışında en önemli silahımız Arms of Sparta oluyor. Bu silah, Sparta savaşçılarının standart silahları olan bir kalkan ve mızraktan oluşuyor. Kalkan bize güçlü bir koruma sağlarken mızrak ile de birden fazla düşmana aynı anda zarar verebiliyoruz.
Ayrıca bu mızrağı fırlatma (endişelenmeyin fırlatınca elimizde yenisi beliriyor) şansımız da var. Böylece uzaktaki düşmanları (özellikle tepelerdeki okçuları) öldürebiliyoruz. Bu silah her ne kadar güçlü özleliklere sahip olsa da (bazen Arms of Sparta'yı kullanmak zorundayız) yine de Blades of Athena benim favori silahım oldu. God of War serisinde nedense hiç bir silah onun yerini tutamıyor.
Oyunun ilerleyen bölümlerinde Thera's Bane özelliğini alınca (bu özellik Blades of Athena'ya alev veriyor) Blades of Athena daha güçlü olduğundan bu silahı elinizden bırakmayacaksınız. Aslında bakarsanız zaten oyunda silah tercihi konusunda fazla seçeneğiniz yok. Blades of Athena her ne kadar çeşitli yerlere tutunmamızı sağlayıp oyunda ilerlemenize yardımcı olsa da, bu silahın dışında bir çok silah alternatifimizin olması iyi olurdu.
Silahlar konusunda daha fazla seçeneğimizin olmasını bu seride her zaman istedim, ama Ghost of Sparta'da da bu nasip olmadı.
Oyunda bu tür silahların yanı sıra düşmanlara zarar vereceğimiz büyülerimiz de bulunuyor.
Horn of Boreas, Scourge of Erinys ve Eye of Atlantis düşmanlarımızın yeni korkulu rüyaları. Ben bunlardan en çok Eye of Atlantis'i beğendiğimi söylemeliyim. Bu büyü ile gerek yakın, gerekse de uzaktaki düşmanlarınıza elektrik saldırıları yapıyorsunuz.
Küçük düşmanları durdurmakta çok yararlı olan bu büyü, dev düşmanlar karşısında çok etkili değil. Yine de bu büyüyü geliştirdiğiniz takdirde sizi zor durumlardan kurtarma konusunda çok yararlı olacağını söyleyebilirim. Bu büyüyü geliştirdiğinizde kalabalık düşman grupları karşısında fazla zorlanmayacaksınız. Ghost of Sparta'da Chain of Olympus'tan daha zorlu düşmanlar var.
Düşmanlarımızın yapay zekası gelişmiş ve sayıları da artmış. Aynı anda 6 düşmana karşı savaştığınız sahneler oluyor. Bu düşmanlar toplu halde saldırdıklarında işiniz hiç de kolay olmuyor. Dev yaratıklar önceki oyunlardan çok da farklı değil, ama kalabalık düşman topluluları Ghost of Sparta'yı hem zor hem de eğlenceli bir oyun yapıyor.
Atlantis şehri, Ares'in tapınağı ve Sparta şehri gibi çeşitli mekanlar arasında yaptığımız yolculuk boyunca God of War 3'ten daha fazla farklı mekan görme şansını yakalıyoruz.
Oyuna başladığımızda Atlantis kıyılarının soğuk, sulu, yağmurlu atmosferiyle karşılaştıktan sonra; birden kendimizi lavlarla dolu mekanlarda, yanmamak için ordan oraya hızlı bir şekilde atlamaya çalışırken buluyoruz. Bir süre sonra kendinizi karlarla kaplı mekanlarda veya Sparta şehrinde de bulacaksınız. Oyundaki bu mekan çeşitliliği sürükleyiciliği arttırıyor. Savaşlar bazen tekrar hissi verdiğinden mekanlar arasında yolculuk yapmak sizi oyuna bağlıyor.
Belki birbirine çok benzer oyunlar değiller, ama Enslaved gibi oyunlardan sonra yeni ve farklı mekanlara yolculuk yapmanın oyuncuyu oyuna daha fazla bağladığının farkına vardım. Sanırım Ghost of Sparta'da aksiyon sahnelerinden daha çok, mekanlar arası yolculukları beğendim.
Bu mekanlar farklılık gösterse de yolculuk sırasında ilerleyişimizde pek bir farklılık bulunmuyor. Yine çeşitli halkalara tutunup oradan oraya atlamak, Blades of Athena ile duvarlara tutunarak ilerlemek, iplere tutunup karşıya geçmek ve çeşitli taşları yerinden oynatıp yüksek yerlere tırmanmak gibi şeyler yapıyoruz.
Serinin 6. oyununda artık biraz farklılık gerektiği düşüncesindeyim. Oyundaki bulmacalar God of War 3'teki kadar zor değil, birkaç dakika uğraşarak ve dikkatli davranarak her bulmacayı rahatlıkla çözebilirsiniz. Açıkçası bulmacaların bu kadar benzerlik göstermesi beni rahatsız etti,
yeni bir oyun oynuyormuş gibi değil de bir DLC oynuyormuş gibi hissettim. Belki de bu seriyi uzun zamandır oynadığımdan benzer özelllikteki şeyler artık beni bıktırmıştır, ama seriye yeni başlayan bir oyuncu için bu bulmacalar ve oynanış elementlerinin çok eğlenceli olacağına eminim.
Yaklaşık olarak 5 yıldır piyasada olan Playstation Portable'ın ömrünün son dönemlerine geliyoruz. Sony şu sıralar PSP 2'yi duyurmaya hazırlanıyor.
God of War: Ghost of Sparta'nın PSP'deki son GoW oyunu olduğuna kesin gözüyle bakabiliriz. Ghost of Sparta, PSP'deki son GoW oyunu olmasının yanında konsolun son büyük oyunları arasında da bulunuyor. Kendi donanımını çok iyi tanıyan Sony ve Ready at Dawn da Ghost of Sparta'da konsolun bütün gücünü kullanmaya çalışmış ve bunu da başarmış gibi görünüyorlar.
Oyunumuz Chains of Olympus'tan biraz daha iyi grafiklere sahip. Özellikler çevre tasarımlarındaki yumuşak kaplamaların çok hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Yine Kratos'un dudak hareketlerinden yüz ifadesine kadar ince ayrıntılara özen gösterilmiş.
PSP'nin ekranı küçük olduğundan, kamera karakterleri yakından göstermediği takdirde bu ayrıntıların farkına pek varamasak da, çevre tasarımlarındaki küçük ayrıntılar sizin de çok hoşunuza gidecektir. Görsellik konusunda sinir bozucu olan tek şey, çevredeki sivillerin saçma sapan hareketleri ve düşük kalitedeki kaplamaları oldu.
Oyunun karakter ve çevre tasarımlarıdaki kaplamalar yüksek, PSP'nin sınırları zorlanmış, peki ama bir oyunu görsel açıdan başarılı bulmak için bu yeterli mi? Mesela Sparta şehri beni büyük hala kırıklığına uğrattı. Şehre girdiğimizde etrafı araştırma şansımız hemen hemen hiç yok. Düz bir yol üzerinden gitmek zorundayız, ayrıca çevredeki insanların davranışları da çok yapmacık.
Sparta şehri bir köy veya kasabadan farksız görünüyordu, halbuki Savaş Tanrı'sının şehrinin çok daha ihtişamlı olmasını bekliyorduk. Üstelik bu şehirden hemen ayrılıp yolumuza devam ediyoruz, bu şehirde bazı ayrıntılarla uğraşmak eminim güzel olurdu. Böyle bir şeyin oyunun sürükleyiciliğini baltalayacağını sanmıyorum.
Sanırım Ready at Dawn, özellikle Sparta şehri konusunda tembel davranmış. Yeterince uzun bir oyun olduğunu düşündüğüm Ghost of Sparta'da yüksek kaplamalara var olmasına rağmen, yaratıcılık açısından daha iyi bir oyun olmasını beklerdim.
Oyunun seslendirmeleri de grafiklerle benzer özelliklere sahip
. Serinin önceki oyunlarında Kratos'u seslendiren kişi Terrence C. Carson, Ghost of Sparta'da da çok başarılı bir iş çıkarmış. Kratos'un ses tonundaki öfkesini bir taşınabilir cihazda bile içimizde hissediyoruz. Athena veya Kratos'un annesi gibi karkaterlerin de seslendirmeler oldukça iyi, hatta çevredeki Sparta askerlerinin de öyle.
Yalnızca tıpkı görseller ve animasyonlarda olduğu gibi seslendirmeler konusunda da siviller çok yapmacık duruyor. Bence hiç konuşmamaları daha hayırlı olurdu. PSP'nizin sesini sonuna kadar açtığınızda yağmurun sesi veya silahlarınızın kalkanlara çarpma sesi kulağınıza oldukça gerçekçi geliyor.
Şimşek çakması veya büyüleri kullandığımızda ortaya çıkan sesler de ortalama bir seyir izliyor. Her ne kadar diyaloglar çok derin olmasa da seslendirmelerin sizi atmosfere sokacağına eminim. Zaten Kratos'un macerası boyunca bazen gergin, bazen de hızlı müzikler tam zamanında araya girerek heyecanınızı arttırıyor.
Eğer PSP sahibiyseniz ve aksiyon oyunlarına karşı birazcık ilginiz varsa konsolun son büyük oyunlarından God of War: Ghost of Sparta'yı denemenizi tavsiye ederim.
God of War serisinin hayranları Kratos'un geçmişinin karanlıkta kalan bölümlerini öğrenmek için Ghost of Sparta'yı mutlaka edineceklerdir. Ghost of Sparta, serinin önceki oyunlarına benzeyen yapısı ile sıkı God of War'cuları çok fazla etkilemeyecek olsa da beğenilerini kazanacaktır. Seriye çok fazla yenilik getirmemesi nedeniyle bazı noktalarda oyunun beni hayal kırıklığına uğrattığını inkar edemeyeceğim. Savaşların bazen tekrar etmesi, özgün olmayan bulmacalar canınızı sıkabilir.
Üstelik God of War 3 gibi bir oyundan sonra Ghost of Sparta'yı oynamak hiç de büyük heyecan vermiyor. Combat Arena gibi modlar da artık yerini daha gelişmiş ve eğlenceli oyun modlarına bırakmalı diye düşünüyorum. Bazı eksilerine rağmen PSP standartlarına göre oldukça başarılı bir oyunla karşı karşıyayız
. Eğer seride büyük yeniliklere gerek yok, her zamanki God of War bana fazlasıyla yeter diyorsanız bu oyun tam size göre.