Bir X-Men oyunu aldığınızda beklediğiniz deneyim bellidir. X-Men karakterlerinden birini kontrol edip ya
Magneto'ya ve örgütüne dur dersiniz ya da mutant karşıtı örgütler ile kozlarınızı paylaşırsınız. Ancak X-Men: Destiny duyurulduğundan beridir RPG oyunları konusunda ustalığıyla bilinen Silicon Knights'ın bu konuya farklı bir yaklaşım tarzı benimsediğini görmüştük. Silicon Knights, bilinenin aksine X-Men Destiny'de bilindik karakterleri oynatmak yerine oyunseverlere bilinmedik yeni yüzleri sunma peşine gidiyor.
Peki bu iyi bir şey mi, yoksa kötü mü? Dilerseniz bir an önce incelemeye başlayalım ve Silicon Knights imzalı yeni X-Men oyununun derinliklerine dalalım.
X-Men: Destiny,
Bastion adlı bir düşmanı yok etmek için Magneto ile güçlerini birleştiren
Professor X'in ölmesiyle başlayan konu dizisini ele alıyor.. Bu savaşta Professor X ölürken Magneto ise ortadan kayboluyor ve nerede olduğuyla ilgili kimsenin bir bilgisi yok. X-Men'in kontrolü ise artık
Cyclops'ta. X-Men her zaman mutant'lar ile insanların huzur içinde yaşaması gerektiği gayesini korurken 'Purifiers' adlı mutant düşmanı örgütler ise gördükleri her mutantı öldürmeyi kendine amaç belirlemiş durumdalar. X-Men: Destiny dünyası bu durumdayken oyunumuz Professor X'in ölüm töreniyle başlıyor ve MRD adındaki insanların ve mutantların huzur içinde yaşamasına inanan bir örgütün lideri
Luis Reyes ile X-Men'in çiçeği burnunda patronu Cyclops'un sahnede barış dolu mesajlar verdiğine tanıklık ediyoruz.
Bu tanıtım videosunun hemen ardından size
3 karakter arasında seçim hakkı tanınıyor. Karakteri seçtiğimiz andan itibaren ortalık bir anda mahşer alanına dönüyor ve her yer patlamaya başlıyor. Karakterlerimizi tanıtırsak; Profesyonel bir futbolcu olma hâyâliyle yanıp tutaşan Grant
Alexander, anti-mutant örgütü Purifier'da bir asker olan Adrian Luca ve daha güçlerinin farkına yeni yeni varacak olan mutant Aimi Yoshida. Bu 3 karakterin her biri
X-Men: Destiny'de bize farklı bir hikaye sunuyor ve X-Men dünyasına bakış açıları yüzünden hepsinin sunduğu deneyimi birbirinden ayırabiliriz. Her X-Men oyununda mutant kontrolünü sağlarken Destiny'nin mutant olmayan karakterleri de bize kontrol etmemizi sağlaması çok orjinal bir fikir olmuş. Böylece insanların mutantların hüküm sürmeye başladığı bir dünyada nasıl bir yaşam ile mücadele ettiklerini daha iyi görmemizin sağlanması amaçlanıyor.
Ben yine mutant hislerimi daha fazla tutamadım ve mutant karakter olan
Aimi Yoshida'yı seçiverdim. Mutant babası tarafından bizzat bir gemide terkedilerek büyük şehire tek başına yollanan Yoshida'yı seçer seçmez bu karakterin temel mutant gücünü seçmemiz isteniyor ve oyunun genelini Yoshida'nın bu yeteneği üzerinde götüreceğimiz uyarısı veriliyor.
Density Control, Energy Projection veya Shadow Matter adlı 3 temel mutant gücünden biri tercih olarak sunuluyor. Seçiminizi iyi yapın, zirâ oyunu bu yeteneklerden biriyle götürecek ve seçtiğiniz yeteneği geliştireceksiniz. Density Control ile karakterimiz üzerinde koruyucu bir katman yaratbilir. Energy Protection sayesinde alan tabanlı saldırılar yaparken kendimize kalkan yaratbiliyoruz. Shadow Matter ise saldırı menzilimizi uzatan bir saldırı yeteneğine sahip kılıyor Yoshida'yı aynı zamanda kısa çaplı ışınlanma yeteneğini sunuyor.
Ben ilk önce grafiklere değinmek istiyorum. Bu şaka mı?
Son zamanlarda gördüğüm en özensiz kaplamalar ve modellemeler bu oyunda. Silicon Knights'a bu grafikleri hiç yakıştıramadım. Onlarca nâm salmış mutant karakterin üzerinde hiç emek harcanmamış, hiçbir detaya girilmemiş. Eminim X-Men'ler de bu durumdan hiç hoşnut değillerdir. Grafikleri gördüğünüzde bir an oyunun alpha sürümünü oynuyor falan sanabilirsiniz. Ancak sunulan bu ve maalesef gerçekten çamur gibi. Bu tarz çizgi roman uyarlaması oyunlara her zaman Batman: Arkham City'yi göstermekten vazgeçmeyeceğim. Arkasında Activision gibi güçlü bir firmayı barındıran Silicon Knights eminim bundan daha fazlasını yapabilirdi. Maalesef bahane bulamazlar.
Örgüt bağınızı arttırdığınızda neler ile karşılaşabilirsiniz? Bunu üzülerek söylemeliyim ki
sırf göz boyaması yapmak için koyulmuş bir özellik örgüt bağı. X-Men veya Brotherhood arasındaki örgüt bağınızı yaptığınız seçimler etkiliyor ve arttırıyor.
Bunların size tek verebileceği artı bir veya iki özel "Challenge" görevi. Hepsi bu kadar. Ne bir extra içerik ne de yeni bir arasahne. Hiçbir "albenisi" yok. Brotherhood veya X-men'e sempati duyan oyuncular belki oyunda bir örgütün görevlerini sürekli yerine getirmek isteyebilirler. Şunu da her ne kadar "SPOILER" olsa da belirteyim ki daha sonra oyunseverler, hâyâl kırıklığı yaşamasınlar. Oyunda belli bir noktaya geldiğinizde zaten X-Men: Destiny, sizden bir taraf seçmenizi isteyecek ve bu da oyunda şimdiye kadar topladığınız örgüt puanlarını tamamen anlamsız kılacak. Alın bir de buradan yakın...
Biraz seslendirmelere değinecek olursak, en azından burada çıkarılan işin düzgün olduğunu belirtmek gerekiyor. Seslendirmeler konusunda Hollywood'un genç yeteneklerinden faydalanılmış. Bunlar arasında
Sucker Punch'da oynayan Jamie Chung, Heroes ve Rocky Balboa'da görünen Milo Ventimiglia ve The Good Wife'da oynayan Scott Porker gibi ünlü isimler bulunuyor. Seslendirmelerin görsellikten kat ve kat daha iyi olduğu su götürmez bir gerçek. Ses efektlerinde ise maalesef seslendirmeler ile aynı kalitenin yakalanamadığını görmekteyiz. Silicon Knights'ta her departman en iyi performansında çalışmamış. Bu çok bariz.
Oynanışa değinelim biraz da. Oyunumuzda karşımıza birden fazla düşman çıkıyor ve bu düşmanları
hızlı saldırı, özel saldırı veya blok yapma gibi tuşlar arasındaki kombinasyonlar ile yeri öpmelerini sağlıyoruz. Düşmanların en azından başlangıçta yeterince güçlü olmadıklarını belirtmeliyim. Oyunu en zor seviyede oynamama rağmen şimdiye dek çok zorlandığımı hatırlamıyorum. Destiny'nin zorlayıcı bir yapısı maalesef yok. Yeter ki kontrollere bir an önce alışın.
Saldırılarımıza hızlı ve özel kombinasyonları dizisi ekleyerek
farklı ataklar ekleyebiliyoruz. Düşmanlardan düşen orb'lar sayesinde tecrübe puanı kazanıyor ve yeni yeteneklerin de kapısını açabiliyoruz. Maalesef yetenek ağacının çok geniş ve derinleme olmaması üzüntü verici. Oyun alanına gizlenmiş çeşitli Challenge görevleri sayesinde de tecrübe puanı almak mümkün. Bu görevlerde ayrıca extra kostümler ve özel
X-genleri bulacaksınız. Challenge görevlerini tespit etmekte çok zorlanacağınızı sanmıyorum. Çünkü görevler çok çizgisel ilerliyor ve alanları dolaşmak oldukça kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşebiliyor. Bu süreçte de Challenge görev yerlerini belirlemeniz hiç zor olmuyor. Yeni kazandığınız mutant güçlerinizi oyunun menüsünden takabilir ve kullanmaya başlayabilirsiniz. Bu mutant güçleri arasında Collosus zırhı veya Wolverine gibi canınızın kendiliğinden dolması gibi yetenekler bulunuyor. Özel yeteneklerinize oyunun kolay olması nedeniyle çoğu zaman ihtiyaç duyacağınızı sanmıyorum. Zirâ çoğu düşmanı temel saldırı kontrolleriyle alaşağı edebiliyorsunuz.
Madem konu düşmanlardan açıldı biraz da onlara değinelim. Belirli sayıda düşmanlar karşınıza çıkacak ve oyun savaş alanında kalan düşman sayısını size
"Kalan düşman sayısı" hâlinde sunacak. Yapay zeka konusunda çok derin sıkıntıları olan oyunda düşmanlar hiçbir taktiksel hareket bulunmadan direkman üzerinize çullanmaya çalışıyorlar. Sizin de tek yapmanız gereken saldırı tuşuna basmak, basmak ve yine basmak oluyor, ha, arada blok tuşunu da basmayı unutmayın. Bu döngü kırılamaz bir zincir gibi sürekli devam ederken düşman çeşitliliğinin de az olması oyunun rutinliğine iyice perçinliyor. Arasıra ateş saçan silaha sahip düşmanlar veya minigun yüklü robotları da görmesek de-ja-vu'dan öleceğiz. Hatta bazen aynı boss savaşları bile önümüze sunuluyor.
"Hadi ama balık hafızalı değiliz ya, bu aynı boss!" tepkimi birkaç kez sergiledim...