“Bu güzel hanıma hakaret ettin, Bay Corcoran. Af dilemen gerek.
Ama çifte silahlı Cocoran bu dediklerine razı olmadı. Küfrederek seri bir hareket ile silahlarına doğru hamle yaptı. Bu çabuk hamleye rağmen kovboy çok daha hızlıydı. Çifte silahlı Cocoran ateş etmek için silahına davranamadan, onun altıpatları çoktan ateş püskürmeye başlamıştı bile....”
Ufak değişiklikler yaparak alıntı yaptığım bu kısım Kovboy filmleri için oldukça önem teşkil eden ve
Clint Eastwood’un en önemli yapımlarından biri olan
Unforgiven (Affedilmeyen)’a ait. Filmin önemli diyalog sahnelerinden birisi olan bu kısımda
Küçük Bill, yazar Beauchamp’ın İngiliz Bob için yazdığı hikayeyi işte bu satırlar ile okuyor ve olayın ne kadar abartılı bir dille yazıldığı anlatılıyordu. İşte çoğu filmin aksine Unforgiven’daki bu gerçekçilik hissi, diyaloglar ve atmosfer, filmi oldukça sevmemin asıl nedenlerinden birisi olmuştu.
Küçük ve farklılaştırılmış alıntılarla tekrar döneceğim Unforgiven’ı bir kenara bırakıp asıl konumuza yani çoğu oyuncunun olduğu gibi benimde içimdeki Vahşi Batı açlığını fazlasıyla körükleyen
Red Dead Redemption’a dönelim.
Red Dead Redeption'un kökleri neredeyse 10 yılı aşkın bir süre öncesine dayanıyor. Geçtiğimiz nesil konsolların yavaş yavaş şov yapmaya başladığı fuarlardan biri olan E3 2000'de, Capcom firmasından önemli bir duyuru gelmişti. Vahşi Batı temalı yeni oyunlarını gözler önüne seren Capcom oldukça iddialı açıklamalar yapmış, fakat E3 2000'den kısa bir süre sonra beklenmedik bir karar ile oyunun gelişim aşaması istedikleri gibi gitmediği için projeyi durdurma kararı aldıklarını açıklamışlardı. Oyun severleri şaşkına çeviren bu açıklama üzerinden 2 yıl sonra yani 2002 yılında ise o sıralar GTA serisi oyunları ile fırtınalar estiren
Rockstar Games'ten sevindirici bir açıklama gelmiş ve firma Red Dead Revolver'ın resmi duyurusu ile birlikte oyunun tüm haklarını aldıklarını da açıklamışlardı.
Oyunun yapımında bir çok Vahşi Batı temalı filmden etkilendiklerini açıklayan Rockstar games, oyunun ana karakterini gösterdiklerinde ise adeta bu esinlenmeleri doğrular nitelikte karşımıza çıkmışlardı. Oyundaki ana karakterimiz
Red tıpkı İyi, kötü ve Çirkin'deki hali ile Clint Eastwood'u hatırlatıyordu. Red'in çocukluğu ile başlayan hikayemizde anne ve babasının ölümüne şahit oluyor ve olay yerinden ailemizi katleden çetenin liderinin kolunu parçalayıp, suratımızda büyük bir çizik ile ayrılıyorduk. Bu olaydan sonra intikamı için yemin eden Red'i kontrol ettiğimiz oyun başarılı olsa da bazı kısıtlamalar ve çizgiselliği nedeniyle Rockstar'a da eleştiri oklarını getirmişti. İşte 2004 yılında çıkan bu oyundan dersini fazlasıyla alan Rockstar Games, yeni nesilin de getirdiği imkanlar ile çok daha büyük bir Vahşi Batı macerasını oyunculara sunuyor.
GTA 4 ve ek paketleri ile açık dünya oynanışı yani sandbox türünün en iyi firması olduğunu bir kez daha kanıtlayan
Rockstar, bizi bu sefer vahşi batı atmosferine bırakmaya hazırlanıyor. Red Dead Revolver ile çizgisel şekilde ilerleyen oyun yapısı, Rockstar Games’in en iyi yaptığı yöne, yani sandbox türüne kaydırılıyor.
Geçtiğimiz yılın başlarında duyurulan ve E3 2009'da iyice gün yüzüne çıkan Red Dead Redemption, ertelenerek 2010 yılına atılmıştı. Rockstar Games mali sebepler yüzünden yapılan bu ertelenme fırsatını oldukça iyi değerlendirmişe benziyor. Zira oyun ana dinamikleri açısından ilk gösterilen hali ile çok büyük bir değişim geçirmese de çok daha zengin bir şekilde karşımıza çıkacak. Şimdi oyunun geçmişini bir kenara bırakıp, içereceği özellikler ve konusuna geçelim.
“Eşkıya da öldürdüm, şerifte. Uçan kaçan ne varsa, ne gördüysem öldürdüm.”
Red Dead Redemption’da John Marsten isimli karakteri yöneteceğiz. Bir zamanların en azılı suçlularından biri olan Marsten’in eli kolu ise henüz yeni yeni oluşum göstermeye çalışan hükümet tarafından bağlı olacak. Hükümet için çalışmak zorunda kalan Marsten, bu uğurda bir zamanlar sırt sırta çarpıştığı dostlarını bile yakalaması gerekecek.
Red Dead Redemption oyuncuya Vahşi Batı atmosferini en küçük zerresine kadar yaşatacak. Tüm o Western filmlerinde gördüğümüz sahneleri bire bir yaşayacak ve dilediğimiz şekilde çorak topraklarda at koşturabileceğiz. Tabi oyun alanı bu kadarla da sınırlı kalmayacak. Çöllerden, bataklıklara, hatta karlı dağlara kadar bir çok farklı iklimi bir arada görebileceğiz. Yeşilliğin ve ormanlık alanlarında bolca bulunduğu oyunda meksika sınırına kadar oldukça geniş bir alan bizleri bekliyor olacak.
Red Dead Redemption zaman olarak oldukça farklı bir dönemi içerecek. Rockstar Games, belli bir dönemi almak yerine, oyunda farklı zamanlarda meydana gelmiş olayları bir arada toplayan bir zaman ile karşımıza çıkacak.
Daha açık konuşmak gerekir ise 1870 yıllarında geçmesi gereken oyun aslında bizleri 20. yüzyıl başlarında karşılayacak. Buna rağmen atmosfer olarak normal Western zamanlarını görsekte bazı mekanlar, olaylar ve silahları ile oyun bizlere daha ilerki yılların havasını solutacak. Atmosferden bahsetmişken oyunda bir çok klasik sahne ile de karşılaşacağız. At üzerinde rakibimizi kovalayıp, tren baskınında en ön sırayı kollayacak, hatta bar kavgalarına bile şahit olacağız.
Görev sistemi ise daha once bahsettiğim gibi belli bir çizgiselliğe sahip olmayacak.
Serbestçe gezindiğimiz haritada dilediğimiz görevi yerine getireceğiz. Tabi hikayenin gidişatı için önemli olan bazı görevleri es geçmememiz gerekiyor. Tıpkı
GTA serisinde olduğu gibi ilerleyişi etkileyen görevleri tamamlamalıyız. Görev alımında ise haritanın belli noktalarını ziyaret edeceğiz. Örneğin şerifin ofisine gittiğimizde etrafta cirit atan çeteleri dağıtmamızı veya kasabaya musallat olan bir haydutu canlı ele geçirmemizi isteyebilecek. Görevi aldığımız gibi atımızın üzerine atlayacak ve yola koyulacağız. Karşılaştığımız düşmanlarımızı öldürebileceğimiz gibi kement atma hünerimizi gösterip onları kasaba meydanına kadar da sürükleyebileceğiz.
Görev alma sistemi her ne kadar bazı yerlerde benzerlik gösterse de işleyişleri ve maknları ile bize farklarını belli edecekler.
Oyun boyunca sabit makineliler ve dinamit gibi patlayıcılarde dahil bir çok silahı kullanabileceğiz. Tabanca, pompalı, sniper, avcı tüfeği dışında bir kovboyun vazgeçilmez aksesuarları revolver’larımızda bulunacak. Kovboy oyunlarının vazgeçilmezlerinden bir diğeri olan düellolar ise oyunun kilit noktalarında karşımıza çıkacak. Normal çatışmalarda ise duello benzeri bir zamanı yavaşlatma sistemini kullanıp, hedef aldığımız düşmanları kevgire çevirebileceğiz.
Olmazsa olmazlardan birisi de atımız olacak. Türün çoğu oyununun aksine atlar arası güç dengesi oyuncuya yansıtılacak. Yani iyi bir at veya artık yaşı geçmiş bi rata bindiğinizde aradaki farkı çok iyi bir şekilde anlayabileceğiz. Eşşeklerinde bulunduğu oyunda at arabasını da sürebileceğiz.
“Hızlı ve keskin nişancı olmak, kusursuz bir yetenektir. Ama seri kanlı olmanın yanında bu yetenekler, solda sıfır kalır. Ateş altında kılı kıpırdamayan adamın, karşısındaki düşmanları öldürmesi içten bile değildir.”Konu vahşi batı olunca isminin hakkını fazlasıyla vereceğine inandığımız oyunda kan öğesi de çok abartılı olmasada, tam olması gerektiği gibi karşımıza çıkacak. Abartı kelimesini kullandım çünkü
Red Dead Revolver’ın bazı sahnelerinde adeta kan banyosu yapıyorduk. Özellikle bıçak ile kafalarından vurduğumuz düşmanlarımız gereğinden fazla kanlı sahneler ile karşımıza çıkıyordu. Red Dead Redemption’da ise abartılı bir durumla karşılaşmasakta büyük patlamalar veya çatışmalarda yeteri kadar kan görebileceğiz. Ayrıca baskın yaptığımız bazı mekanlarda kirişlere asılmış ve kokuşmuş cesetlerle de karşılaşabileceğiz.
Bu da oyunun atmosferini arttıran ve bize o hissi yaşatan etkenlerden birisi olacak. Kısacası vahşet, ne abartılı ne de azımsamış şekilde karşımıza çıkacak. Red Dead Redemption’da tam da olması gerektiği gibi bir kan unsure ile karşılaşacağız.
Oyunun büyük bir serbestlik sunduğunu başından beri söylüyorum
. Fakat bu serbestlikte dilediğimiz yere gidip, istediğimiz kişinin topuklarına sıkacağız anlamına gelmiyor. Azılı haydutları öldürdüğümüzde bizi ödüllendiren sistem, masum insanların canını aldığımızda ise karşımızda bir duvar gibi yükselecek. Wanted Level adı verilen oyun sistemi sayesinde, masumları öldürdüğümüzde güvenliği sağlayan güçler, hatta ileri aşamalara geçtikçe bizim gibi azılı suçlular, ödül avcıları bile peşimize düşebilecek.
Gelelim oyunun en önemli noktalarından biri olan çoklu oyuncu kısımlarına. Rockstar bu modda klasikleşen modlar dışında oyunculara daha çok bir bütünün içindeymiş hissini vermek istemiş. Zaten yapımcıların açıklamalarında da sık sık “
tek kişilik hikaye modunda aldığınız hazzın ve bütünlüğün aynısını, oyunun çoklu oyuncu modlarında da yakalayacaksınız” ifadelerine yer verildiğini görmüştük. Bu bağlamda gösterilen video ve bilgiler ile Rockstar Games’in bu sözünü fazlasıyla tuttuğunu görüyoruz.
Free Roam Arena modu sayesinde oyuncular tüm haritayı diledikleri gibi arşınlayabilecek, gruplar kurarak birlikte at koşturabilecekler. Bu kavram bile oyunun en büyük artılarından birisi oluyor, çünkü
o topraklarda arkadaşlarınızla at koşturabileceğinizi bilmek, size bilmem ama benim için oyunun en büyük albenilerinin başında geliyor. Gruplar olayını biraz daha açacak olur ise bu modda bir araya toplanan oyuncular, sekiz kişilik bir grup kurup, kendi liderlerini seçebilecekler. Grup liderinin ise bazı özellikleri olacak tabi ki. Gidilmesi gereken yerleri harita üzerinde işaretleyebilecek veya bir yere baskın yapılacağı zaman ilk emir o verebilecek. Evet serbest dolaşım modunda sık sık çatışmalara ve baskınlara şahit olacağız. Rockstar games, düz koştur mantığı yerine oyunun bu moduna da bazı görevler eklemiş. Mesela görevlere gore haydutları yakaladıkça ödüllere sahip olabileceğiniz gibi bu yönü seçmektense kasabalarda çalıp çırpma işini siz yapabileceksiniz. Bu da size bir kanun kaçağı durumuna sokup, peşinize başka grupların düşmesine sebep olabilir.
Oyunun tek kişilik modunda da karşılaştığımız avcılık görevleri de bunlardan birisi. Görev icabı veya canınız istediğinde doğada bulunan hayvanlara saldırabilecek ve grup olarak avlanabileceksiniz. Tabi sizin tüfeğinizi doğrulttuğunuz hayvanlar başı boş bir şekilde aval aval size bakmayacak.
Kaçacaklar, hatta canlarını kurtarmak için size saldıracaklar. Yani avcı iken av konumuna düşeceğiniz sahnelerde olacak. Bu uğurda kalabalık bir sürüyle karşılaştığınızda bir kaç yoldaşınızın vahşi hayvanlar tarafından öldürüldüğüne bile şahit olabileceksiniz.
Bunun dışında yapay zekanın kontrol ettiği normal karakterlerle de karşılaşabilecek veya azılı bir suçlunun peşine grup halinde düşebileceksiniz.
Asıl eğlence ise çoklu oyuncu modunda bulunan diğer gruplar ile çatışmalarda ortaya çıkacak. Açık bir arazide çarpışabileceğiniz gibi direk olarak diğer grupların mekanlarını da basabileceksiniz.
Çoklu oyuncu modlarında serbest dolaşım dışında klasikleşen oyun modları, bayrak kapma, deathmatch gibi modlarda farklı isimlerle bulunacak. Örneğin"
Mexican Standoff" adı verilen bir düallo ile açılışını yapacak olan bir oyun modunda, bir arada olan oyuncular geniş bir daire çizecek ve "vur" ibaresi ile birlikte herkes bir birine ateş açacak. Özetlemek gerekir ise
klasik düallonun çok kişili versiyonu ile karşılaşacağız. Bu çoklu düellodan sağ kurtulan oyuncu, çatışmanın bir sonraki adımı için büyük bir önem teşkil eden, haritadaki en sağlam noktasını kapabilecek ve mücadelede bir adım öne geçebilecek. Tabi bu çoklu düelloda bir kişinin sağ çıkmadığı anlar bile olacak. Veya arkadaşlarınızla toplandığınızda tek bir kişiye tuzak kurup, oyunun keyfini daha da arttırabileceksiniz. Şahsen biz bir arkadaşımız için bu tuzağı şimdiden kurduk bile. Üzerine doğrultulan silahların üzerine patladığını görünce vereceği tepkiyi şimdiden oldukça merak ediyoruz. :)
Bu modlar dışında Shootout modu klasik Deathmatch mücadelesine gireceğiz.
Bu modda oyuncular birbirlerini egale etmeye ve daha çok puan almaya çalışacak. Hold Your Own modunda ise klasik bayrak kapma moduyla karşılaşırken, Grab the Bag modunda ise kaptığımız çantayı kendi üssümüze götürmemiz gerekiyor.
Bu modlar daha çok takım oyunu üzerine kurulu olacak. Altın kapma modunda ise haritanın belli noktalarında bulunan altın paketlerini sırtlayıp, hanemize puan yazdırmaya çalışacağız. Tabi sırtımıza yüklediğimiz bu yük, karakterimizin daha yavaş hareket etmesine, doğal olarak bu durum bizi daha açık bir hedef haline getirebilecek.
Oyunun çoklu oyuncu modunda seviye durumunuzu kazandığınız deneyim puanları ile arttıracaksınız.
50 seviyenin bulunduğu oyunda seviye durumunuza göre yeni silah ve eşyalar sizi bekliyor olacak.
Yani oyunun başında seyahatinizi bir eşşek üzerinde gerçekleştirirken daha sonra çok daha güçlü bir kısrağa sahip olabileceksiniz. Aynı şey silahlar ve karakter özelleştirmeleri için de geçerli olacak. Deneyim puanı kazandıkça karakter özelleştirme ve esktralarında daha çok seçenek oyuncuyu bekleyecek.
Bazı cinsellik öğelerinin de yer alacağı Red Dead Redemption’da oyun alanını canlı tutan bir çok esktraya yer verilmiş. Çevre halkı kendi yapay zekası ile farklı hareketler sergileyebilecek. Gittiğiniz bir kasaba, bir işin ucundan tutan insanlarla kaynıyor olacak ve bu durum yaşayan bir dünya hissinin temelini sağlamlaştıran unsurlardan biri olacak. Girdiğiniz bir barda sallanan kapıları ardınızda bırakacak ve para kazanmak için kol güreşi yapıp, poker masasına oturabileceksiniz. Henüz bu konuda fazla bilgi olmasa da oyunda sağlam bir poker modunun bulunacağını düşünüyorum.
Oyunun daha sayamayacağımız özelliklere sahip olan oynanış elementlerini bir kenara bırakıp, teknik yönlerinden de biraz bahsedelim. Red Dead Redemption özellikle grafiksel anlamda oldukça iddialı geliyor. Karakter detayları ile de öne çıkan oyunun beni asıl etkileyen yönü ise görüş açısı oldu. J
ohn Marsten, gözünün alabildiğince bir görüş açısına sahip. Bu da atmosfer ve çevre olarak oldukça zengin olan oyunun güzelliklerini çok daha ön plana çıkartıyor demek.
Seslendirmeler konusunda ise en ufak bir şüphem bile yok. Rockstar bu konuda da kendisini kanıtlayan bir firma. Zaten seslendirme konusu açılmışken, çoğu sahnede tebessüm etmemizi sağlayacak bir çok karakterin de oyunda yer alacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Sonuç olarak Rockstar Games, GTA serisi ile yakaladığı başarıyı Red Dead Redemption ile çok daha sağlamlaştıracağa benziyor. Farklı kovboy oyunları ile zaman zaman karşılaşsakta, belli bir çizgiselliğe sahip olmaları bile Red Dead Redemption’u öne çıkaran unsurlardan biri oluyor.
Dünyası, karakterleri ve eşsiz atmosferi sayesinde Red Dead Redemption ile Vahşi Batı’da büyük bir maceraya itilip, bu yönde olan açlığımızı fazlasıyla giderebileceğiz.