Yeni neslin en tartışmalı konsolu :
Nintendo Wii. Aslına bakarsanız “
next gen” diye tabir ettiğimiz yeni nesil konsollar aslında “
sıradaki nesil” konsollar, zaten Türkçeye doğru çevirimi de bu değil midir ? Eğer “
yeni” nesil diye tabir edilmesi gereken bir konsol varsa oda bence Nintendo Wii’dir. Kendini riskli bir yola sokan Nintendo, muhtemelen ne Sony ne de Microsoft’un kendi konsollarında denemeye cesaret edemeyecekleri “yeni nesil” bir kontrol sistemi sundu kullanıcılarına. Evet, grafiksel açıdan diğer iki rakibine oranla epey bir geride kalan Wii,
standart Tv’ler için 480p çözünürlüğün tüm nimetlerinden yararlanıyor aslında. Duyurulduğunda harekete duyarlı kontrol sistemi sükse yapan Wii, başarılı reklam politikası ile güçlü rakiplerinin arasından sıyrılarak satış rakamlarında hep en üst sıralarda yer aldı,en çok satan masaüstü konsol oluverdi.
Peki satış başarısı bir konsolu almak için bir sebep midir, bu ürünün başarılı olduğu anlamına gelir mi ? Çok fazla detaya girmek istemiyorum ancak belirtmeden de geçemeyeceğim ; Bir önceki nesilde rakibi Playstation 2’den daha güçlü bir donanıma sahip olan Nintendo Gamecube satışları şu an ki durum göz önüne alındığında çok kötü bir durumdaydı.Öyle ki, ilk defa konsol pazarına adım atan Microsoft’un Xbox’ı, Nintendo Gamecube’ün satış rakamlarını aşıyordu.
Yani olay sadece donanımsal güçten ibaret değildi.Nintendo, yeni deneyimi Wii ile birlikte kendine yeni bir hedef kitlesi oluşturdu “
oyunla alakası olmayan oyuncular”. Böylece kendi stratejisine göre hareket etti ve gayette başarılı oldu. Fakat bir kitleyi de neredeyse kendi konsolundan soğuttu ;
Hardcore diye tabir ettiğimiz oyuncu kitlesi.Bunda sadece Nintendo’yu suçlamak haksızlık olur.Pek çok 3.parti oyun firması patlayan satış rakamlarının iştahlarına yaptığı etki ile “
oyun port etme” yarışına giriştiler.Sonrası felaket…Mesela geçtiğimiz neslin en ses getiren oyunlarından
Far Cry Wii için duyurulduğunda, Nintendo’nun Gamecube’de kaybettiği 3.parti desteğini geri aldığına gönülden inanmıştım.Ama oda nesi ! Tamam Nintendo Wii’nin donanımsal gücünü biliyor ve
HD etiketli bir oyun beklemiyordum ama bu tek kelime ile “çamur” bir oyundu. Alelacele port edilmiş oyunda grafiklerin kötü olması yetmiyormuş gibi kontrollerde harekete epey duyarsız kalmıştı. Sonra firmaların casual sınıfı oyunları bastırmaya başladı.
Tamda bu esnada 15 yıldır oyun sektöründe bulunan High Voltage Software sahneye çıktı ve The Conduit’i duyurdu.
Faaliyette olduğu 15 yıl içerisinde Xbox360 dışında hemen hemen bütün platformlarda yapımcı veya yayıncı olarak kendine yer edinmiş High Voltage Software, oyunu duyurmasının ardından oldukça iddialı açıklamalarda bulundu.
Onlara göre Nintendo Wii gerçek performansını göstermekten uzakta ve The Conduit ile Nintendo Wii’nin gerçek kapasitesine gidecek yolu HVS (High Voltage Software) açacaktı. Her yorumlarında "Nintendo Wii kullanıcıları bu oyundan yüksek şeyler bekleyebilirler" sözünü hatırlatan High Voltage Software ekibinden Matt Corso 2008 yılı temmuz ayında yaptığı açıklamada ;
"
Nintendo Wii gerçektende başarılı bir konsol, kötü olan ise çıkan ve çıkmakta olan bazı oyunlar. Wii sistemi için yapılmış çok başarılı bazı oyunlarda mevcut ama görünüşe göre daha fazla şey yapmanın tamda zamanı. Böyle popüler bir konsol üzerine oyun yapma düşüncesi oyunun kalitesine odaklanmama anlamına gelmez."
diyerek pek çok oyun firmasının Nintendo Wii üzerinden sırf para kazanmak adına oyun çıkardıklarını dile getirmişti. Yanlış bir tespitte değildi.
Ve hazır oyun port eden pek çok büyük oyun firmasına inatla Nintendo Wii için
Quantum 3 fizik motorunu geliştirmekle birlikte ne kadar ciddi olduklarını kanıtladı High Voltage Software ekibi.
Yakın gelecekte geçecek
FPS tarzı The Conduit ilk olarak 17 nisan 2008’de IGN tarafından açıklandıktan sonra uzun süre yayıncı bulamayan oyun için bir ara Nintendo’nun adı gündeme gelmiş ama herhangi bir sonuç çıkmamıştı. Tam yayıncı firmanın kim olacağı telaşı ortalığı sarmaya başlamışken
SEGA oyunun yayıncısı olduğunu açıkladı.
Belirttiğim gibi yakın gelecekte geçecek olan ve FPS türünü benimseyen The Conduit’de hikaye Amerika’nın başkenti Washington’ı sarsan birkaç trajik olayla başlıyor.”The Bug” adı verilen grip tarzı bir salgının baş göstermesi ve bu salgının en sıkı korunan bölgelere dahi sızması bölgede güvenlik seviyesinin daha da artmasına sebep oluyor. Öyle ki devlet çalışanları bile bu salgından nasibini almamak için evlerinden dışarı adımlarını atmıyorlar. Aylar sonra terörist bir saldırı sonrası Washington Anıtı’nın bir bölümü yok ediliyor ve bundan birkaç hafta sonra ABD Başkan adayına suikast yapılıyor(Ironik bir şekilde yaşanan terörist saldırılarının tarihi 11 eylül ).Yaşanan olayların bölgesel ve ulusal kesimlerde tansiyonu artırması ve hükümetin çaresiz kalması üzerine The Trust adlı gizli Amerikan servisi olaya el koyuyor.
The Trust’ı açıklamam gerekirse ; Tıpkı
Men in Black veya Transformers’dan hatırlayacağınız
Sector 7 gibi bir oluşum.İleri teknoloji ile donatılmış The Trust daha çok
doğa üstü olaylara müdahale ediyor.
The Trust nihayet terörist atakların arkasındaki gücü saptıyor : Dünya,
The Drudge adı verilen yaratıkların tehdidi altındadır. Birde bu yetmezmiş gibi bilinmeyen bir sebepten ötürü The Trust gizli servisinden ayrılan
Prometheus kod adlı bir ajan The Drudge yaratıklarının tarafında çalışmakta ve bir şekilde insanları kontrol edebilmektedir.
Bizde oyunda ana karakter olarak The Trust’ın en yetenekli ajanı Mr.Ford’u yönetiyoruz.Bize bu macera boyunca emirler yağdıracak ve yol gösterecek olan sevgili komutanımızın adı ise John Adams.
High Voltage Software’in FPS tarzını seçmiş olmasında ki en büyük sebep elbette ki Nintendo Wii kontrollerinin bu tarza olan uyumluluğu. Ancak genele bakıldığında FPS türü olmasına rağmen Wii kontrollerini başarılı bir şekilde kullanamayarak hezimete uğrayan oyunlarda mevcut. Yapımcılar Nintendo Wii konsoluna çıkmış 12 FPS oyunu arasından bu konuda başarılı olmuş olan Retro Studios şaheseri Metroid Prime 3 ve büyük beğeni toplayan Medal of Honor Heroes 2 oyununun kontrol şemalarından yola çıkarak oyunun kontrollerine yön vermeye çalışmış. The Conduit tüm bunların yarın sıra tamamen değiştirilebilir ve oyuncunun zevkine bırakılmış bir kontrol seçeneğine sahip.Basit birkaç değişik tuş kombinasyonu seçeneği yerine, HVS oyuncunun eline tamamen değiştirilebilir bir kontrol paneli sunmaya hazırlanıyor.Yapımcılar bu konuda oyuncuların sesine o kadar çok kulak verdiler ki 14 kasım 2008 tarihinde meraklıların gönderdiği ve elenerek en iyisinin seçildiği kontrol şemaları da oyuna resmi olarak eklendi.
Oyunu özel kılan özelliklerden birisi All Seeing Eye adlı teknoloji harikası. Kısaca ASE diye adlandırılan ve izleyenlerin videolarda daha önce karşılaştığı küre şeklinde ve ışık saçan bir cihaz olan ASE, yapımcıların iddiasına göre The Conduit’i yüzlerce FPS arasından sıyıracak ve oyunu daha heyecanlı hale getirebilecek bir eklenti. ASE, bir FPS oyunu olan The Conduit’in “Shooter” özelliği dışında oyunda farklı bir hava estirmeyi planlıyor.Oyun içinde bulmacaları çözmenizde büyük yardımcı olacak olan All Seeing Eye gizli geçitleri,normal gözle göremeyeceğiniz ipuçlarını,gizli kapıları,oyun içinde ekstralara ve yeni silahlara giden yolları,tuzakları …v.s pek çok detayı ASE ile göreceğiz ki bu da ASE’yi oyunun çok önemli bir parçası yapıyor.
Bir FPS oyununun en önemli detayı olan silahlar The Conduit’de 4 grupta toplanıyor :
1. İnsan silahları
2. The Thrust silahları
3. The Drudge menşeyli silahlar
4. El bombaları
Detaylı bir şekilde verecek olursak :
İnsan Silahları :
- Tabanca
- Pompalı Tüfek
- Makinalı
- Roket
Drudge Menşeyli Silahlar :
- Warp Tabancası
- Striker
- Dürbünlü Striker
- Razor / Hive Roketleri
Trust Yapımı Silahlar :
- HVS45
- MK4 Deatomizer
- TPC
- MK7 Karbonizer
El Bombaları :
- Frag
- Flash
- Radyasyonlu
Oyun içinde oyuncunun kontrollerine bırakılmış herhangi bir araç olmayacak. Bunun sebebi yapımcı HVS’nin daha önce böyle bir deneyim edinmemiş olması ve deneyim edinmedikleri bir özelliği de oyun içine sokmak istememeleri.
Mr.Ford’un oyun boyunca birden farklı suiti olacak.Yüksek teknoloji ile desteklenmiş bu suitler düşman saldırılarına karşı ana karakterimizi her zaman için savaşa hazır tutmak için tasarlanmış.
Buraya kadar olan detaylarda The Conduit’in Nintendo’nun başarılı FPS serisi Metroid Prime’dan olumlu şekilde esinlendiğini söyleyebilirim. Oyunda ki “
All Seeing Eye” özelliği Metroid Prime serisinin tarama modunu, farklı varyasyonlarda ki “
suitler” ise Samus’un yer yer güncellenen zırhını bana anımsattı.
Görsel olarak ise The Conduit vaad edilen etkileyici grafikleri verebilme peşinde. Yetkili ağızlar sistemin tüm özelliklerini sömürerek gerçek zamanlı ışık oyunları, gölgelendirmeler ve su efektlerini Nintendo Wii konsolu üzerinde sunabildiklerini belirtiyor. Bir Nintendo fanatiği olarak açık konuşmak gerekirse ben Nintendo Wii’nin High Voltage Software’in iddia ettiği gibi
Xbox360 veya
PS3 platformlarında görsel başarı elde etmiş bir oyun kalitesinde (görsel olarak) ortaya koyabileceğine ihtimal vermiyorum.
Tabii bu The Conduit’in grafiklerinden beklentilerin düşmesine sebep olmamalı.Videolardan görüldüğü kadarı ile
HVS gerçektende Quantum 3 fizik motoru ile gerçek zamanlı tepkimeleri Nintendo Wii üzerinde sunmuş gözüküyor.Ancak videolardan bazen detaysız kalan boş alanların olduğuda gözümüze çarpmıyor değil.
High Voltage Software’in tüm bu detaylar,Wii’ye özel fizik motoru dışında oyun için bir çabası daha var ki gerçektende takdire şayan :
Multiplayer seçeneği ! Nintendo’nun friend code dayatmasına rağmen yapımcılar Online çoklu oyuncu seçeneği üzerine yoğun çaba harcamış gözüküyor.Zaten HVS'de friend code'un oyuncuları koruduğunu savunuyor,yani hallerinden memnunlar.
16 kişiye kadar çoklu oyuncu desteği olacak multiplayer modunda Wii Speak desteğinin de olacağı iddiaları ise oyunun bu moduna daha da değer katıyor. Eğer HVS Wii Speak eklentisini oyun içinde aktif hale getirebilirse, Microsoft’un birkaç yıl önce kullanıcılarına sunduğu oyun esnasında sesli sohbet olanağı nihayet Nintendo Wii konsollarında da olacak.Bunun dışında bilindik
Deathmatch,
Team Deathmatch,
Capture the Flag tarzı multiplayer görevleri bu mod içerisinde yer alacak.
Çıkmasına az bir süre kala The Conduit, Nintendo Wii için gerçektende dönüm noktası olmaya aday bir oyun.Beklenen ilgiye çoktan kavuşan oyun verilen tüm emekler karşısında başarılı olur ve casual oyuncu barikatını aşabilirse gerçektende hardcore oyuncular için Wii adına yeni bir başlangıç olabilir ve diğer pek çok 3. Parti firmaya cesaret verebilir.
Umarım sonu Madworld gibi olmaz.Heyecanla bekliyoruz !