Haftalık Dizi ve Film Önerisi 11: The Haunting of Hill House - Midsommar

12.06.2020 21:19 Özgür Eroğlu

Haftalık dizi ve film önerilerimizin on birincisi ile birlikteyiz. Bu hafta korku türünde türünde iki yapımı sizlere önereceğim. Diğer öneri yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bu tavsiye yazılarında az bilinen yapımları önerme veya belli bir konsept yoktur. Örneğin Cyberpunk 2077 öncesi herkesin bildiği Blade Runner filmini de Cyberpunk 2077’ye hazırlık amacıyla önerebiliriz. Az bilinen yapımlar ve kaliteli yapımlar dışında, o hafta izlemenizin daha iyi olacağını düşündüğümüz yapımlar da önereceğiz. Şimdi önerilerimize geçelim.
 
Dizi Önerisi: The Haunting of Hill House
 
 
İlk sezonu 2018 yılında yayınlanan, Netflix özel yapımı The Haunting of Hill House dizisi, Shirley Jackson'ın yine aynı adlı 1959 tarihinde yayınlanan romanına dayanıyor. Dizinin yaratıcılığını Mike Flanagan üstleniyor ve oyuncu kadrosunda da Michiel Huisman, Carla Gugino, Henry Thomas, Elizabeth Reaser, Oliver Jackson-Cohen, Kate Siegel, Victoria Pedretti, Lulu Wilson, Mckenna Grace, Paxton Singleton, Julian Hilliard, Violet McGraw ve Timothy Hutton bulunuyor. Neredeyse tüm oyuncuların ismini yazdım, çünkü filmin başından sonuna kadar bir oyunculuk şöleni var. Ayrıca bu kadar fazla oyuncu olması şaşırtmasın, çünkü filmde bu kadar fazla karakter yok.

Dizide, perili köşk olarak ünlü olmuş bir köşkte büyüyen çocukların, geçmişini ve geleceğini izliyoruz. Dip dibe büyüyen kardeşlerin neden tamamen dağılıp birbiri ile irtibatı kestiğini anlatırken bir yandan da yıllar sonra yaşanan trajedi ile nasıl bir araya gelmeye çalıştıklarını anlatıyor.
 
 
Sizin de fark edebileceğiniz gibi oldukça klişe bir hikâyeye sahip ki aslında klişe demek yanlış olur. Çünkü bu hikayeler daha klişe sayılmazken yazılan bir hikâye bu. Dizinin asıl başardığı şey, bu klişe hikâyeyi sanki olacak olayları daha önce bir milyon kez izlememişiz gibi hissettirip izletebilmesi. Dizide toplamda beş kardeş bir anne ve bir baba bulunuyor. Bunun dışında tabii yan karakterler de var, ancak hikâyeye neredeyse hiç katkıları yok. Her karakterin, karakter gelişimini anlatabilmek için ki bunu sadece birkaç yılı anlatmak için yapmıyor, çocukluklarından bu yana yaşadığı olayların karakteri o günkü haline nasıl getirdiğini en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. En küçük kardeşten başlayan hikâye, en son anne ve babanın hikayesi ile son buluyor. Dizi sonrasındaki iki bölümü ise, o zamana kadar izlediğiniz her şeyi açıklamak ile harcıyor ve en son bölümde de asıl başrol olan perili köşkün hikayesiyle son buluyor. Her bölümde anlattığı karakterleri de sanki episodik bir dizi gibi yapmayıp genel konuya o karakterin nasıl bir açıdan baktığını ve neler yaşadığını anlatarak devam ediyor dizi. Ve her karakterin de birbiri ile yaşadığı olaylar sayesinde her bölümü bir önceki ile bağlayabiliyor. Hatta her bölümü hiçbir kopukluk olmadan diğer bölümler ile bölümler ile bağlayabiliyor.

Korku filmi sevdalıları bilir. Kaliteli korku filmi bulmak çok zordur. Dizi bulmak ise neredeyse imkansızdır. Korku filminin veya dizisinin ana amacı izleyici korkutmak olduğu için genelde hikaye işleyişi, senaryoda tutarsızlık, karakter gelişimi gibi şeyleri unutulabiliyor. Hatta film olmayı unutmuş olan da birçok korku “filmi” var. Sadece bazı görüntüler ve yüksek sesten oluşan yapımlar. Nelerden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Bu dizinin en başarılı olduğu nokta ise bu yönü. İçinden korkuyu tamamen çıkarttığınızda bile mükemmel bir dizi. Çünkü birincil amaç olarak sizi korkutmak yerine, kaliteli bir şeyler anlatmayı seçmiş yönetmen. Dizinin başından sonuna kadar sadece iki tane jumpscare var. Dizinin korku unsuru tamamen karakterler arasındaki gerilim ve bulundukları ortamın gerilimi ile sağlanıyor. Dizinin içinden doğa üstü olayları çıkarttığınızda bile hala korkabilirsiniz, çünkü dizi paranormal olayların üzerinden değil, karakterlerin hayaları üzerinden gidiyor. Ayrıca dediğim gibi aslında bilindik bir hikâye, ancak yönetmen kalitesini açıkçası burada da konuşturmuş ve neredeyse her bölümde sizi şaşırtacak bir şeyler eklemiş.
 
 
Sonuç olarak eğer korku filmlerini veya dizilerini seviyorsanız mutlaka izleyin. Hatta korku türündeki yapımları izleyebiliyorsanız bile mutlaka bakmalısınız. Dizinin 10 bölümden oluşan ilk sezonu şu anda Netflix’te bulunuyor. İkinci sezonun da şu anda yapım aşamasında olduğu biliniyor.

İkinci sezon, ilk sezonun bir devamı olmayacak ve Henry James tarafından yazılan The Turn of the Screw kitabından esinlenecek. İkinci sezonun ismi ise The Haunting of Bly Manor olacak.
 
Film Öneri: Midsommar
 
 
2019 yılında yayınlanan Midsommar, korku ve gizem türünde bir film. Yönetmen Ari Aster’in ikinci uzun metrajlı filmi. 2 saat 28 dakika uzunluğundaki filmin oyuncu kadrosunda Florence Pugh, Jack Reynor, Vilhelm Blomgren, William Jackson Harper, Will Poulter ve Ellora Torchia gibi isimler bulunuyor.

Midsommar, İsveç’te izole bir kasabada yaz gün dönümünün belli ritüellerle kutlandığı Midsommar etkinliklerine katılan bir grup gencin hikayesini anlatıyor. Gruptan bazıları tez konusu için İsveç’e giderken bazıları da sadece tatil amaçlı gidiyor. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi işler hiç de düzgün bir şekilde ilerlemiyor.
 
 
Midsommar bir korku filmi olarak geçiyor evet, ancak daha çok gerilim ve gizem tarzında olduğunu söyleyebilirim. Filmde oyunculuklar son derece başarılı. Ancak bu filmi tam olarak anlamak mümkün değil. Film başından sonuna kadar metaforlarla, sembolizm esintileriyle ve ilk seferde anlaşılamayacak göndermelerle dolu. Bu filmi net bir bilgi birikimi olmadan ne kadar izlerseniz izleyin, kesinlikle anlayamazsanız. Araştırmalarla boğuşup tüm vaktinizi filme ayırdığınız zaman ise filmin altından çok daha büyük anlamlar çıkıyor. Tabii sonuçta bir film bu ve filmleri herkes hayatının odak noktasına koyarak izlemiyor.

Bence yönetmenin başarısı da burada. Normalde bir sanat filmi izlediğinizde, yönetmenin kafasındakileri anlayana kadar filmden pek bir şey anlayamazsınız. İstediğiniz kadar çabalayın ama sonunda kendinizi hep boşluğa bakarken bulursunuz. Bu filmi ise dümdüz sadece izlemek için izlediğinizde bile amaçlarından bazılarını yerine getirebiliyor. En azından sizi gerebiliyor, korkutabiliyor ve ilgi çekici bir hikâye anlatıyor. Bu tarz filmlere alışık değilseniz, bazı sahneler size anlamsız ve absürt gelebilir. Yani bu film için hem “Güzel bir korku filmiydi, bazı sahneleri anlamadım pek.” yorumu yapılabileceği gibi hem de “Toplumun insanlara dayattığı roller oldukça korkutucu ve zeki bir yönden ele alınmış, karakterin iç dünyasını ve ulaşamadıklarını sadece bir dans ile yansıtabilmiş yönetmen.” yorumu da yapılabilir.
 
 
Toparladığımda ise bu filmi ne yazık ki herkese öneremem. Ama yine de herkes izlemeli diyebilirim. Sadece izlemeden önce alışılmış bir film izlemeyeceğinizi, her sahnede büyük bir sebep sonuç ilişkisi aramak yerine karakterin ve sahnenin kendisine odaklanmanız gereken bir film olduğunu bilin. Ha tabii, “Altı üstü film izleyeceğim, ne bu tantana kardeşim.” derseniz de sonuna kadar haklısınız. Ancak yine de bir şans verin, sonrasında paganlık kültürüne dair belki biraz merakınız uyanır ve başka kaliteli yapımlar ile tanışırsınız.
 

İlgili İçerik Oyunun Künyesi
Haftalık Film ve Dizi Önerisi Platformlar: PC Geliştirici: Bölüm Sonu Canavarı Dağıtıcısı: Bölüm Sonu Canavarı Tür: Action Çıkış Tarihi: 2 Şubat 2000
Künyenin Tamamını Görüntüle Yorumlar 0 Forumda Görüntüle
Yorum Yaz Forum Arayüzünde Yanıtla

Aşağıdaki formu kullanarak yorum yapabilirsiniz..

Üyelik Durumu Üyeyim Üye Değilim E-posta

Diğer Haberler
Virtua Fighter 5 R.E.V.O. PC için Duyuruldu 22 Kasım RPG Wuthering Waves PS5 için 2 Ocak 2025'te Piyasaya Çıkıyor 22 Kasım Silent Hill 2 Remake İçin Yeni Güncelleme PS5 Pro Sorunlarını Düzeltiyor 22 Kasım Railroads Online Üç Yıllık Erken Erişimin Ardından Tam Sürüme Kavuşuyor 22 Kasım STALKER 2: Heart of Chernobyl Satışları 1 Milyona Ulaştı 22 Kasım
Forumdan Konular
DH'den Haberler