Sony'nin bir önceki nesile damga vuran ve elindeki en büyük kozlardan birisi olarak nitelendirilen aksiyon serisinin son oyunu
GOW 3, bilindiği gibi E3 2008'te Ps3 için resmen duyurulmuş, E3 2009'da ise oynanabilir demosu ile oyunseverleri selamlamıştı.
2010 yılının Mart ayında piyasaya sürülecek olan oyunun demosunun ilk olarak GOW Koleksiyonu ile oyunseverlerin karşısına çıkması beklenirken Sony'nin geçtiğimiz günlerde sürpriz bir şekilde Avrupa'daki bazı şanslı Ps3 sahiplerine GOW 3 E3 2009 demo kodunun yollanacağını açıklaması, Avrupalı Ps3 sahiplerince sevinçle karşılandı ve gözlerin bir anda Avrupa PSN hesaplarına çevrilmesine yol açtı. Sony'nin bu jesti sayesinde demoyu indirip oynama şansını yakalayan biri olarak lafı uzatmadan demo ile ilgili izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Haziran ayında hazırlandığı belirtilen ve E3 2009'da gösterime sunulmuş olan demo , 20-25 dakikalık bir oynanış sunuyor. Demo bittiğinde ağzınıza bir parmak bal çalınmış gibi hissedip üzülseniz de 20-25 dakikalık sürenin bir demo için gayet yeterli olduğunu belirtmekte fayda var.
Bilindiği gibi "
İntikam benim herşeyim" diyerek öfkesinin ne derece büyük olduğunu açıkça ortaya koyan ve bu yoldan dönmeye hiçte niyeti olmayan serinin acımasız karakteri Kratos'u kontrol ettiğimiz demoda serinin önceki oyunlarından aşina olduğumuz düşmanların yanısıra yeni düşmanlara karşı da mücadele ediyoruz.
Sırayla
Centaur , Chimera ve Cyclops olmak üzere 3 farklı mini boss savaşının yaşandığı demoda meşhur kafa koparma sahnesi de yer alıyor.Kopardığımız bu kafanın ,görünmez kapıları ortaya çıkarma, düşmanlarımızı geçici olarak kör etme ve karanlık mekanlarda ortamı aydınlatma işlemlerinde kullanıldığını hatırlatalım. En son Icarus Hava deliğinde, kanatlarımızı kullanarak üstümüze doğru gelen büyük kayalara ve cisimlere çarpmadan yukarı çıkma mücadelesi vermemize imkan tanınan demo,
Kratos'un hava deliğinin çıkışına varıp Titan'ın suratına hücum etmesiyle noktalanıyor.
Biraz da oynanıştan ve Kratos’un sahip olduğu özelliklerden bahsedelim. Oyun , serinin önceki oyunlarındaki gibi kullanışlı ve başarılı bir kontrol sistemine sahip. Kare tuşu ile hafif saldırılar , üçgen tuşu ile ağır saldırılar gerçekleştirmemize izin verilen oyunda daire tuşunu rakiplerimizi kapmak için , X tuşunu ise zıplamak için kullanıyoruz. L1 tuşu gard alıp korunmamızı sağlarken R1 tuşu kapıları ve sandıkları açmak için kullanılıyor.Sol analog tuşunu hareket etmek , sağ analog tuşunu da (saldırılardan kurtulmak adına) yuvarlanmak için kullandığımız oyunda L2 tuşuna basılı tutarken kare tuşuna bastığımızda düşmanlarımıza ok fırlatabiliyoruz. Kratos’un özel saldırılarını ise L1 tuşuna basılı tutarken Kare, Üçgen veya Yuvarlak tuşlarını kullanarak gerçekleştirebiliyoruz.
Bahsettiğim bu bilindik kontrollerin yanı sıra Kratos’un sahip olduğu yeni özellikler ve saldırı çeşitleri de oyuna eklenmiş durumda. Örneğin düşmanlarınızdan birini Yuvarlak tuşu ile yakaladığınızda Kare tuşuna basarsanız Kratos yakaladığı düşmanı bir kalkan gibi kullanarak koşmaya başlıyor ve kalkan vazifesi gören düşmanın diğer düşmanlara çarpmasıyla topluca hasar almalarına sebep oluyor. Veya örneğin düşmanlar hep birden size doğru hücum edip üzerinize çullandıklarında sol analog tuşunu çevirerek Kratos’un düşmanlarını üzerinden fırlatmasına yardımcı olabiliyoruz.
Bununla birlikte oyunda bazı kısımlarda düşmanlarımızdan faydalanarak normalde Kratos’un geçemediği yerleri geçmesini veya o durumda alt edemediği düşmanları alt etmesini sağlıyoruz. Örneğin geçilmesi mümkün olmayan büyük aralıkların bulunduğu yerlerde harpy denen uçan yaratıkların önce ok atarak dikkatini çekiyor , sonra da L1 tuşuna basılı tutarken Yuvarlak tuşuna basarak yakaladığımız yaratığın sol analog tuşu yardımıyla bizi gideceğimiz yere götürmesini sağlıyoruz. Aradaki mesafenin arttığı durumlarda ise X tuşu yardımıyla tutunduğumuz uçan yaratıktan diğer uçan yaratığa atlayarak gideceğimiz yere ulaşabiliyoruz. Veya örneğin zırhlı-kalkanlı bir düşman birliği ve Cyclops ile karşılaştınız. Cyclops’u biraz pataklayıp kontrol altına alma başarısı gösterdikten sonra daha önce kalkanlarından dolayı alt edemediğiniz birliğe Cyclops ile saldırıp onlara unutamayacakları bir ders verebilirsiniz.
Oyunda yeni hareketlere ve özelliklere yer veren Santa Monica Stüdyoları,
Kratos’a yeni silahlar eklemeyi de ihmal etmemiş. Demo’da Kratos’un ve serinin hayranlarının favori silahı olan zincirli çifte kılıçlarımızın yanı sıra kullanılabilir yeni silah olarak olarak
Cestus isimli Aslan kafası şeklindeki zırhlı eldivenlerin bulunduğunu görüyoruz. Cestus , ilk bakışta sadece kısa mesafede işe yarayan bir silah olarak gözükse de özel saldırı tuşlarını kullanarak silahın uzun mesafeli saldırılar gerçekleştirmenize olanak tanıdığını da hatırlatmak istiyorum.
Serinin Ps2 için piyasaya sürülen ilk 2 oyunu bilindiği gibi çıktıkları dönemlerde grafiksel olarak büyük beğeni toplamışlar ve
PS2’nin sınırlarını zorlayan yapımlar olarak tarihteki yerlerini almışlardı. Ps3 için hazırlanan God of War 3 de serinin önceki oyunlarında olduğu gibi grafiklerin titizlikle hazırlandığı üst düzey bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Santa Monica Stüdyoları’nın
Killzone 2’de de kullanılmış olan deferred rendering sistemi ile normal rendering sistemini birlikte kullanarak hazırladığı oyun , grafiksel olarak gerçekten çok iyi gözüküyor. Özenle hazırlanmış çevre ve mekan tasarımlarının bulunduğu oyundaki ışıklandırmanın ve karakter detaylarının muazzam olduğunun altını çizmek istiyorum.
Özellikle
Kratos’un modellemesinin bu güne kadar gördüğüm en iyi oyun içi karakter modellemesi yada modellemelerinden birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun yanı sıra oyun bir çok sahnede kendinizi önceden render edilmiş yüksek çözünürlüklü bir videonun içerisindeymiş gibi hissetmenizi ve sinematik bir deneyim yaşamanızı sağlıyor. Örneğin Kratos’un meşhur kafa koparma olayını gerçekleştirdiği ve Cyclops’un gözünü çıkardığı sahnelerde. Düşmanlarını öldüren
Kratos’un üstünün başının bu esnada düşman kanına bulanması gibi ufak fakat dikkat çekici detaylar da oyunda yer alıyor. Demo’nun haziran ayında hazırlanmış olduğunu ve oyunun 2010 yılının Mart ayında piyasaya sürüleceğini göz önüne alarak GOW 3’ün piyasaya çıktığında en iyi grafikli oyun yada oyunlardan birisi olacağını söylemek mümkün.
Grafiklerin dışında oyunun atmosferine katkı sağlayan etkenlerden birkaçı da şüphesiz oyundaki ses ve müzik öğeleridir. Demo ile birlikte serinin bu konudaki başarılı performansının üçüncü oyunda da aynı şekilde devam ettiğine şahit oluyoruz. Demo’da yer alan ses efektleri ve oyunun gidişatına göre değişen müziklerin atmosfere büyük katkı sağladığını söyleyebilirim. Bir diğer önemli etken olan kontrollerin gayet kullanışlı ve kolay alışabilir olduğundan daha önce bahsetmiştim.
Bununla birlikte oyundaki kameranın görevini başarıyla yerini getirdiğini ve oyuncuyu sıkıntıya sokmadığını da belirtelim. Fakat buna rağmen bir çok oyunda olduğu gibi God of War 3’te de oyuncunun kamerayı kontrol etmesine imkan tanınsaymış daha bir güzel olurmuş demeden edemeyeceğim. (Umarım oyunun tam sürümünde bu özellik bulunur)
Sonuç olarak demo ile edindiğim izlenimlerden yola çıkıp Santa Monica Stüdyoları’nın PS3 ve seriye yakışacak kalitede bir yapımla karşımıza çıkmaya hazırlandığını söyleyebilirim. Bir çok kaliteli oyunun piyasaya sürüleceği 2010 yılında oyun severlerin gözde yapımlarından birisinin de GOW 3 olacağından hiç şüphe yok.