Tren sahip olduğu tüm hızı ile ilerliyordu. Kötü adam Patates Kafa'nın kaçırdığı
masumları kurtarmak ise şerif Woody'nin göreviydi. Fırtına gibi giden Bullseye'ın sırtına atlayan Şerif Woody, hızı ile rüzgarı ikiye yarıyordu. Gelen uzaylı saldırılarını da geri püskürtmeyi başaran Woody, sonunda trenin son vagonuna yetişmeyi başarmıştı. Son bir sıçrayış ile trene binmeyi başaran Woody, burada diğer uzaylılar ile kapışmasına devam etti ve ilk vagona kadar ilerlerken karşılaştığı masumlarıda en iyi arkadaşı Buzz sayesinde kurtarmayı başardı.
Trenin ilk vagonunda ise karşılaşması gereken son bir rakip daha vardı. O da kötü kalpli Patates Kafa idi. İlk vagona ulaşan Şerif Woody, tam meydan okumasını yapacağı sırada bir sıçrayış ile Kumbara Domuz Hamm'ın gemisine atlayan Bay Patates Kafa, son bir hamle ile ilerdeki köprüyüde havaya uçurdu. Tüm masumları kurtarmasına rağmen yavaş yavaş sonuna doğru yaklaşan Şerif Woody, ne yaptıysa treni durdurmayı başaramadı. Ve koca tren büyük bir gürültü ile köprüden aşağı doğru uçtu.
Şerif Woody bu belanın içerisinden nasıl kurtulacaktı?
İşte buna benzer sahneler ile açılışını yapan
Toy Story 3'ün beni oldukça şaşırttığını, henüz yazının başındayken belirtmeliyim. Animasyon sinemasının mihenk taşlarından biri olan Toy Story'nin üçüncü filmi ile aynı ismi taşıyan oyunu, oldukça farklı sahnelere sahip olsada filmin hikayesinden ve mekanlarından da bazı izleri taşıyor. Benzer sahneler ile açılışını yapan oyun ve filmin arasındaki en büyük fark ise işleyişinde karşımıza çıkıyor. Filmde üniversiteye giden sahiplerinin peşinden evlerine ulaşmaya çalışan kahramanlarımız, aynı isimli oyunda ise küçük bir masa oyunu ile karşımıza çıkıyorlar. Bir çok ekstra ve mini oyunuda içerisinde barındıran oyunun işleyişi genel olarak bu masa oyunu üzerinden gerçekleşiyor.
Bu masa oyunumuzda birde hikayeden bağımsız olan küçük bir kasabamız yer alıyor.
Toy Box adı verilen bu kısma ana menüden veya oyun tahtanızdan ulaşabiliyorsunuz. Kasabanın güvenliğini sağlamak adına bazı mini oyunlara katılıyor, hatta kazandığımız puanlar ile yeni oyuncakların kilitlerini açıp, varolan binaler ve oyuncaklar üzerinde değişiklik yapabiliyoruz. Hatta kasaba sakinlerini bile seçme imkanına erişebiliyorsunuz. Ayrıca kasabada bazı görevler alıp bu görevleri tamamlayarak daha fazla puan kazanabilirsiniz. Örneğin kasabanın dağlık alanlarında bulunan bir madenci ile tanışıp, kasabanın çeşitli bölgelerindeki altın noktalarını arayıp, o kısımları kazabiliyorsunuz.
Veya oyuncak kutusundan Bullseye’nin kilidini açarak sırtına atladığınız gibi gene haritanın belli noktalarında yer alan zamana karşı yarışlara girebiliyorsunuz. Üstelik bu yarışların hepside farklı parkur ve engellerden oluşuyor. Her yeni oyuncağın kilidini açtığınızda oldukça farklı mini oyunlar ile karşılaşabiliyorsunuz.
Oyunun hikaye sunumunun parça parça ve filmden bağımsız bir şekilde ilerlediğini belirtmiştim. Buna rağmen filmdende ilk baştada anlttığım sahne dışında bir çok görevi içeren oyunda, ikinci filmdende bazı mekanları ziyaret edebiliyoruz. Hikaye sunumuna gelirsek parça parça olmasına rağmen eğlenceli görevler ile bezenmiş. Örneğin oyunun ikinci bölümünde sahibimizi aramak için evin masasındaki telefona ulaşmamız gerekiyor ve oyunun bazı özelliklerine ve farklı varyasyonlarına burada rastlamaya başlıyorsunuz.
Başka bir örnekte ise ilk birkaç bölümü bitirdikten sonra, evde dolaşan kahramanlarımız
T-Rex karakterini video oyunu oynarken görüyorlar. Buzz’ın uzay maceralarının anlatıldığı bu video oyununu denemek istediklerinde ise oyundaki Buzz’ın kontrolü bize geçiyor ve oyun oldukça farklı bir yapıya bürünebiliyor.
Oyunda genel olarak üç karakterin kontrolünü sağlıyoruz. Hikayenin gidişine göre değişen bölüm yapılarında bazen üç karakteri birden ilerletmeli, bazen ise maceraya yanlış başınıza devam etmelisiniz. Üç karakterin ilerlediği kısımlarda ise basit ama eğlenceli bulmacalara yer verilmiş. Tabi bu bulmacaları geçmek için karakterlerinizin özelliklerinden de faydalanmanız gerekiyor. Şerif Woody, kamçısı ile bazı noktalarda sıçrama yapabiliyorken, Jessie ise bir jimnastikçi gibi gene karşımıza çıkan bazı noktalarda dengede durup, platformlar arası sıçrayabiliyor. Buzz ise kolundaki ışın silahı ve güçlü kolları ile diğer karakterleri belli bir mesafede fırlatabiliyor. Tabi Buzz’un ışın silahlarını kullanabildiğimizi ve en üstün özelliklerinden biri olan kanatları sayesinde havada kısa bir sürede olsa süzülebildiğini de unutmayalım.
Bu üç ana karakter dışında serideki bazı karakterleride dolaylı yoldan kontrol edebiliyoruz. Örneğin Bullseye’nin sırtına atladığımız gibi uzak mesafeleri daha hızlı geçebiliyoruz. Veya ulaşmaya çalıştığımız telefonu aşağı indirmek için yeşil askerleri kullanıyor ve onları havaya fırlatarak paraşüt ile telefonun yanına süzülmelerini sağlıyoruz. Paraşüt açıldığında yeşil dostlarımızın kontrolü bize geçtiğinden bu kısmından mini bir oyun şeklinde işlediğini söylemeliyim. bazen sıkıcı bir hal alan oyun yapısı farklı ve eğlenceli mini oyunlar ile kendisini kurtarmayı başarmış.
Toy Story 3 tamda beklenen bir grafik stili ile karşımıza çıkıyor.
Rengarenk bir dünya, bölümlere göre değişen grafik stili ile oyunun, bu yönden başarılı bir yapıya sahip olduğunu söylemeliyim. Işıklandırmalardan animasyonlara ve karakter detaylarına kadar her şey olması gerektiği gibi. Animasyonlarda Bullseye’ın sırtındaki Woody’nin eklemsiz yapısının nasıl hareket ettiğini veya Bullseye’nin koşarken ayaklarının aldığı şekilleri örnek olarak gösterebiliriz. Tabi bazı ufak hatalarında olduğunu eklemeliyim. Zıpladığınızda bazı objelere takılabilir veya partikül ve ışık efektlerinde bazı anormalliklerle de karşılaşabilirsiniz.
Oyunun tüm versiyonlarını deneme şansına sahip oldum.
Oyunun Wii ve DS sürümü içinde konuşmak gerekirse grafiksel açıdan her iki sürümü de oldukça başarılı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Oyunun Wii sürümündeki grafikler her ne kadar düşük çözünürlük olsada, oyunun normal versiyonu kadar etkileyici bir yapıya sahip.
Gelelim oyunun sunumuna. Hikaye işleyişi ve bölüm tasarımları ile ön plana çıkan oyunun ara sahneleri de film kalitesinde hazırlanmış. Oyunun en büyük artılarından biriside seslendirmelerde karşımıza çıkıyor.
Filmde olduğu gibi oyunda da oldukça eğlenmenizi sağlayacak olan karakter seslendirmelerinde favorim ise tabi ki T-Rex oluyor. Sonuç olarak Toy Story 3 için en iyi film oyunu örneklerinden birisi diyebiliriz.
Özellikle küçük oyunseverlerin büyük keyif alacağına inandığım Toy Story 3, sunumu, grafikleri ve içerdiği bir çok mini oyun ile başarılı bir görünüm sergiliyor.