FIFA ve PES serilerine çok uzun zamandan beri yakın markaj yapmaktayım. Aşırı bir futbol oyunu sevdalısı olduğum söylenemez. Yanımda maç yapabileceğim bir arkadaşım olsun yeter, FIFA veya PES o gün kesinlikle oynanacaktır, bu bellidir. PES'in veya eski adıyla Winning Eleven'ın en parlak olduğu zamanlarda
"FIFA asla oynanmaz", "PES gelmiş geçmiş en iyi futbol oyunu" dediğim zamanları hatırlıyorum. Maalesef hem EA, sağolsun bir de Konami bu laflarımı yutmamı sağladılar. Şu aralar çılgınlar gibi FIFA 2010 oynuyorum ve halimden son derece memnunum. Artık ağzımdan
"PES'in işi bitti" , "FIFA gelmiş geçmiş en iyi futbol oyunu" sözleri çıkıyor. Bu sözleri yutacağımı en azından uzun bir süre sanmıyorum. Konami'nin bu dakikadan sonra FIFA serisini geçmek istiyorsa, çok üstün şeyler çıkarması gerek, burada hemfikiriz sanırım. Herneyse aslında bunların şimdi anlatacağım oyunla pek bir alakası yok, çünkü
Pure Futbol bir sokak futbolu oyunu ancak konu futbol olunca içimi dökmek istedim.
Sokak futbolu denilince aklımıza hemen
FIFA Street geliyor. Sokak futbolu kategorisine göz attığımızda
FIFA Street'den iyisi görünmüyor, halbuki ne kadar vasat bir oyun olduğunu şimdiye kadar çıkan her 3 oyunda da defalarca şahit olduk ve sürekli hayal kırıklığına uğradık. O yüzden EA'e bu noktada bir rakip gelmesi gerekiyordu ve bu rakip hiç beklenmedik bir firma olan Ubisoft'dan gelmişti. İlk duyurulduğunda,
Steven Gerard ile anlaşma yapan Ubisoft, Gerard'ı oyunun kapak yıldızı yapmıştı, ayrıca oyun ile ilgili
"Pure Futbol, futbol oyunlarına yeni ve eşsiz bir bakış açısı getirecek" şeklinde iddialı demeçler verilince,
"İşte bu, sonunda beklediğimiz sokak futbol oyunu geliyor" demiştim. Ancak o kadar yanılmışım ki, hayatımda karşılaştığım en kötü futbol oyunu ile karşı karşıyaydım. Ubisoft tam anlamıyla bir faciaya vesile olmuş, Fifa Street ise bu oyunun yanında tam anlamıyla bir şaheser kalıyordu.
Yanlış duymadınız, oyunun menüsünde de kocaman yazdığı gibi oyunun
gerçek ismi Pure Futbol. 'Football' adının Türkçe'de olduğu gibi "futbol" yapılması, oyun yapımcılarının
Türk hayranı olmalarından değil tabii ki, herhalde daha şık görünsün diye böyle yazmayı tercih etmişler diye düşünüyorum, "futbol" yazısını görünce anlık bir sempati duymamı sağlayan oyun, 1 dakika içinde bu sempatiyi,
hayal kırıklığından da öte bir şeye bıraktı. Oyunun grafiklerini ve oyun yapısını bir an önce görmek istediğim için hızlı bir maç açtım ve grafikleri görünce tam anlamıyla dumur oldum. Grafiklerin
Xbox 360 veya PS3 kapasitesiyle uzaktan yakından alakası yok desem yeridir. Bu oyun bu grafiklerle kesinlikle
6-7 sene önce Playstation 2'ye yapılabilir ve eminim o zamanda
"En kötü futbol oyunu" seçilirdi.
Oyunun menüsüne baktığımızda multiplayerda bunlara dahil olmak üzere çok az oyun seçeneği olduğu görülüyor.
Campaign modunda kendi yarattığınız karakteri geliştirme sürecine soktuğunuz bir mücadele içine giriyorsunuz. Oyundaki takımlara göz attığımızda içlerinde Türkiye'nin de dahil olduğu 17 ulusal takım göreceksiniz. Evet yanlış duymadınız, oyunda Türkiye'yi de koymuşlar. Ancak
Türkiye'ye 5 üzerinden 2 yıldız vererek biraz cimri davranıldığını düşünüyorum. Eğer oyun başarılı olsaydı, herhalde o zaman bu yıldızlara biraz olsun kızabilirdim, ancak hiç de önemli değil. Diğer modlara bakıldığında, Campaign modu dışında artık alışık olduğumuz
"Quick Play" ile hızlı bir maç başlatabilir, veya Exhibition ile oynayacağınız yeri ve takımı seçip ayarlamalarınızı yaparak maça hazır olabilirsiniz. Tüm ülke takımlarının toplamda
12 oyuncusu var ve sahada sokak futbolu icabı
5 futbolcu oynayabiliyor.
Dengeli, defansif veya ofansif takım yaratma seçenekleri sayesinde oyuna karşınızdaki rakibe göre bir takım çıkartabiliyorsunuz.
Oyuna sokak futbolu dedik durduk ancak oyunda sokak futbolu kuralları geçerliyken Pure Futbol aslında ufak bir sahada oynanıyor, buna halı saha da diyebiliriz. Sokak futbolu kuralları gereği oyunda hakem yok, ofsayt yok, foul yok ama en önemlisi oyunda ruh olmadığı için bunların hiçbir önemi yok. Pure Futbol'da yapabileceğiniz hareketler o kadar kısıtlı ki, oyunu bir süre oynayınca tek yaptığınız şeyin 2 pas ile rakip ceza sahasına girip şut çekmek veya sağ veya sol kanattan orta yapıp forvete kafa vurdurmaktan ibaret olduğunu anlayınca oyunun ne kadar monoton ve sıkıcı olduğunu anlamanız çok zaman almayacak.
Oyunda orta ve şut çekerken, bu komutlara bağlı tuşlara basılı tuttuğumuzda çeşitli renklere sahip bir bar olduğunu göreceksiniz. Kırmızı, yeşil ve beyaz olan bu renkler üzerinde tuşu bırakmanız şutunuzun veya ortanızın başarılı olup olmamasını etkiliyor. Kırmızıya getirdiğiniz vakit başarısız, yeşilde başarılı olurken, kusursuz bir iş çıkarmak istiyorsanız beyaz ve çok az bir dilime sahip olan "Pure" kısmında tuşu burakmanız gerekiyor. Aslında oyunun yegane ve ana amacı şutumuza veya ortamıza basılı tutarken bu beyaz renkteki Pure diliminde tuşu doğru zamanda bırakmak oluyor. Hatta oyunun tek eğlenceli kısmının bu olduğunu açık yüreklilikle söyleyebilirim. Ofansif oyuna ek olarak defansif pozisyondayken 2 ana hareketimiz var, biri tetik tuşuyla pozisyon alıp top çalma olurken, diğer tuş ile kayıyoruz. Kayarak top aldığımız veya alamadığımız her anda foul olup olmadığına bakmazsızın inanılmaz saçma bulduğum Foul Barı dolmaya başlıyor. Bu bar dolduğunda tahmin edin ne oluyor? Karşı takım penaltı kazanıyor... Yaratıcılık diye buna derim işte (!) Sağ analog ile ise oyunda belli başlı çalım hareketleri yapabiliyoruz. Fakat o kadar az ve göze hiç estetik gelmeyen hareketler var ki bunları yapmaya bile gerek duymayacaksınız..
Pure Futbol'un Foul barının yanı sıra özel bir şut çekmemizi sağlayan
Pure barı bulunuyor. Bu bar dolduğunda tahmin ettiğiniz gibi maalesef
Tsubasa veya Benjamin şutu çekemeyeceksiniz. Hafif bir ağır çekim modu, bir tutam sepya efekti, topunda arkasını rüzgarlı yapınca alın size
"Pure Shoot". Bu şutun da gol olma garantisi kesin değil. Hatta neredeyse
normal bir şut gibi çoğunu kalecinin çıkarttığını defalarca kez gördüm ve defalarca oyunu kapatıp biraz soluklandıktan sonra konsolu tekrar açtım, İncelemeyi yazabilmem için bu berbat futbol oyununu oynamam gerekiyordu ve psikolojimin bozulma pahasına oyunun üzerine gittim ve her gördüğüm çirkinlik karşısında oyundan daha da soğudum...
Herşeyi geçtim, evet Pure Futbol berbat bir oyun, tamam burası kesin, ancak beni kıllandıran kısım bu oyunu
Ubisoft'un yapması... Koskoca Ubisoft'tan bu kadar kötü bir futbol oyunu geleceği aklımın ucundan dahi geçmiyordu, tamam futbol oyunları konusunda tecrübeleri yok ancak bu kadar önemli bir firmanın bu denli özensiz bir oyun çıkarmaya hakkı yok diye düşünüyorum. Oyuna emek verilmediğinin en somut örneklerinden biri de oyunda spikerin olmayışı oluyor.
Bir ses sanatçısı çağırıp spiker diyalogları yaratmak Ubisoft gibi bir marka için zor olmasa gerek, fakat Pure Futbol'a yatırım yapılmadığı çok belli oluyor.
Oyunun ses departmanıyla ilgili konuşacak neredeyse hiç bir şey yok. Maç esnasında ve menü ekranında
çalan müzikler bir futbol oyununu ancak bu kadar kötü yansıtır. Oyunculardan
"Nice" veya
"Great save!" gibi ses efektleri geldiğini duyunca oyunda diyalog duyduğuma çok şaşırdım doğrusu... Çünkü bunların dışında oyunda tek bir konuşma geçmiyor. Oyunun ses departmanı, oyunun her alanında olduğu gibi sınıfı geçemiyor ve benden koca bir
"0" alıyor.
Eğer herhangi bir maç bitirebildiyseniz, oyunun size belirli klansmanlardan puanlar verdiğini göreceksiniz.
Bu puanlara Pure puanları deniyor. İşe yaradığı şey ise, oyunun
"Purchase" kısmından çeşitli futbolcular satın almanızı sağlaması... Satın alabileceğiniz futbolcular neredeyse tüm dünyadaki
Pure Futbol oyuncularının yarattığı oyuncular oluyor. Türkiye kısmına baktığımda
8 oyuncu ve Türkçe isimler gördüğümde çok şaşırdım. Aranızdan birileri bu oyunu çılgınlar gibi oynamış ve futbolcusunu satıyor, kendinizden utanmalısınız :) Puan sistemi sadece futbolcu satın almaktan ibaret olduğu için hiç tatmin edici bir seçenek değil.
İncelememin sonuna geldiğim vakit, öncelikle hayatımın en kötü oyun deneyimlerinden birini yaşadığım için kendimden utanıyor ve incelemeyi bitirebilmek için bu berbat oyunu defalarca kez oynamak zorunda bırakıldığım için insan haklarına dava açmayı düşünüyorum. Eğer bir firmaya "Gelmiş geçmiş en kötü futbol oyunlarından birini yap" deseler, başı çeken adaylardan biri kesinlikle Pure Futbol olurdu. Bu oyuna vereceğiniz para yerine, futbol bilen bilmeyen tüm arkadaşlarınızı ayartıp bir halı saha maçı yapın, işte o zaman Saf futbol'u hissedebilirsiniz. Halı saha ile işim yok diyenlerdenseniz bir an önce FIFA 2010 ile tanışmalısınız. Ancak bir şey kesin, Pure Futbol'u kaçırırsanız, hayatınızda yaptığınız en doğru şeylerden birini yapmış olursunuz. "Ubisoft'dan babam çıksa yerim" diyenler maalesef bu sefer mideniz epey bulanabilir. Bu arada Ubisoft'a 2 çift lafım var;
"DRM'den vazgeç ve bir daha da futbol oyunu yapmaya kalkışma!"