Gardiyan Okuluna hoşgeldiniz... Bütün bir yıl boyunca derslerinize sıkı çalıştı, ödevlerinizi en dikkatli şekilde yaptınız. Ancak Arcangel Akademisine girmek için önünüzde sadece son bir sınav kaldı.. Yarışçınıza destek olmalı ve bitiş çizgisine herkesten önce ulaşmalısınız.....
İki boyutlu bir platform oyunu olan Harold, temelinde yarış dinamiği olan bir yapım. Her ne kadar platform dinemikleri ön planda olsa da karakter kontrolünden çok oyun alanındaki dinemiklere müdahale etmeniz gerekiyor. Kısacası siz yarış pistindeki karakterinizin önündeki engelleri kaldırmalı ve onu mümkün olan en kısa süre içerisinde bitiş çizgisine ulaştırmalısınız.
Oyuna adını da veren Harold biraz saf, biraz meraklı ve biraz da sakar bir karakter.. Bu nedenle elinizde olmadan tüm yarışlara geç başlıyorsunuz. Zaten oyunun ana amacı da sonda başladığınız yarışı ilk üç içerisinde bitirebilmek. Eğer bu amacı gerçekleştiremezseniz yarışı tekrar etmeniz gerekiyor.
Deminde söylediğim gibi Harold otomatik olarak koşuyor ve siz karakter kontrolü anlamında sadece zıplamasını sağlayabiliyorsunuz. Yarışa müdaleniz Harold'ı hızlanması için biraz dürtmek ve oyun alanındaki engeller üzerinden işliyor. Yarış pistindeki işaretleri toplayarak bu doping olayını yapmanız mümkün. Geri kalan müdahale noktaları işaretçiler yardımıyla size sunuluyor. Harold'un önündeki platformları hareket ettiriyor, köprüleri kaldırıyor, timsahların kafasına kafasına vuruyorsunuz. Bu konuda yapım ekibi mümkün olduğunca yaratıcı olmaya çalışmış.
İşte oyunun en büyük handikaplarından birisi de burada kendini göstermiş. Siz kendi önünüzü temizlediğiniz gibi diğer yarışçıların bu engellere takılmasını sağlamaya çalışıyorsunuz. Ama oyundaki checkpoint sistemi hem sizin için hemde rakipleriniz için dengesiz işliyor. Mesela normalde 10 saniyede geçebileceğiniz bir tuzağa yakalanarak buradan 3-4 saniyede kurtulmanız mümkün. Aynı şey rakiplerinize de sağlanınca ilk üçü görmekte oldukça zorlanıyorsunuz. Her yarış öncesi antreman dayatılması ve oyundaki bu dengesizlik kısa süre içerisinde sıkılmanıza sebep oluyor. Dinamiklerin benzer ve bölüm sayısının az olması da bu durumun üzerine mum dikmiş.
Harold'u oynadıkça aslında yapılan işe yazık olduğunu hissediyorsunuz. Karakter animasyonları, ara sahneler ve derinliği olan oyun alanları oyunun en başarılı olduğu noktalar. Güzel sunum ve tamamen el çizimiyle oluşturulan oyunun dünyasına rağmen, oyuncunun bu kalıba sokulması ile boş yere harcanmış hissiyatı doğuruyor. Depar attığınız anlarda giren keyifli müziklere rağmen bu konuda da geniş bir yelpazeye yer verilmemiş.
Sonuç olarak Harold, tam anlamıyla direkten dönen bir oyun olmuş. Yapım ekibi oyuncuları bu tür bir kalıba sokmak yerine bu görselliği ve dinamikleri Mario ya da Raymen serisindeki gibi kullansa ortaya çok daha başarılı bir iş çıkabilirmiş. Ama bu haliyle oyun malesef kendi sonunu hazırlamışa benziyor.