Majin and the Forsaken Kingdom

    Son dönemlerde bazı oyun türlerinin sayısı artarken bazılarının da azalmaya başladı. Geliştiriciler ve yayıncılar artık satış rakamları konusunda risk almak istemiyorlar. Bu nedenle aksiyon ve FPS oyunlarının sayısındaki büyük yükseliş dikkatinizi çekmiştir. Çok oyunculu moda sahip olan FPS oyunları (hatta olmayanlar bile) yüksek satış rakamlarına ulaşıyor. Bulmaca ve macera öğelerinin yoğun olduğu oyunlar ise genellikle online sistemler üzerinden indirilebilir olarak satışa çıkıyor.

    Piyasada The Legend of Zelda veya ICO gibi oyunlara benzer yapımlar bulmak neredeyse imkansız. Sanırım bu sayı giderek de azalacak. Örneğin son derece başarılı bir oyun olan Enslaved bile hala 500.000 adete ulaşamadı. Oyuncuların zevklerinin değişmesi bir yana artık zaman azlığı da insanları çok uğraşmayacakları, varolan 1-2 saatlerini de kendilerine kısa süreli eğlenceler sunacak yapımlara yöneltmelerine neden oluyor. Sanırım online oyunlar macera oyunlarına olan ilgiyi azalttı. Playstation 1 veya Nintendo 64 döneminde online oyunlar olmadığından piyasada bu tür oyunlar daha fazlaydı, şimdi ise az sayıda firma bu türde oyunlar çıkarma kararı alıyor ve bu kararı da cesurca bulduğumu söylemeliyim.
     Genji ve Folklore gibi oyunlardan tanıdığımız Game Republic tarafından geliştirilen Majin and the Forsaken Kingdom da türü azalan oyunlar arasında yer alıyor. Bulmaca, macera ve platform öğelerinin yer aldığı oyun, The Legend of Zelda ve ICO adlı efsanelerden etkilenmiş. Majin'in ilk dikkat çektiği nokta ise henüz piyasaya çıkmayan ve ICO serisinin 3. oyunu olan The Last Guardian'a benzerliği olmuştu. Anlayacağınız Majin'de bir çok oyundan esinlenme var, ama yine de bu onun diğer oyunları kopyalayan bir yapım olduğunu düşünmemizi gerektirmiyor. Daha önce Game Republic'in Folklore adlı oyununu Playstation 3'te oynamıştım ve oyunu çok beğenmiştim; o nedenle Majin'den de umutluydum. Nitekim bu umudum da boşa çıkmadı.

     Majin and the Forsaken Kingdom'da Tepeu adlı genç bir hırsız ile Majin adlı efsanevi bir yaratığın öyküsü anlatılıyor. Tepeu adlı hırsızımız ormanın derinliklerinde insanlardan uzak bir şekilde yaşamını sürdüren bir genç. İnsanlardan uzak geçen ömrü Tepeu'nun hayvanların dilinden anlamasına yol açıyor. Oyun sırasında da bir çok hayvanla konuşabiliyoruz. Zaten Tepeu'nun da aslında bir adı yok, ona Tepeu adını efsanevi yaratığımız Majin koyuyor. Majin ise oyunumuzun geçtiği bölgede bulunan krallığın koruyucusudur. Bir gün bilinmeyen bir karanlık güç krallığa yayılır ve insanları katleder. Majin ise bu güç karşısında krallığı savunamamıştır ve onlara esir düşmüştür. Krallığın bir köşesinde kilitlenen Majin'i kurtarmak ise hırsızımız Tepeu'ya düşmektedir. Krallığa ilk adımını atan Tepeu burada garip bir şeylerin döndüğünü anlar, ama elinden pek de bir şey gelmez, çünkü karşısındaki yaratıklar çok güçlüdür. Yolculuğunun başında Majin'i gören Tepeu ondan biraz korksa da hayvanların da tavsiyesine uyarak Majin'i kurtarır ve bu ikili birbirlerine yardım ederek krallığı kurtarmak için harekete geçer.
     Oyunda sadece Tepeu'yu yönetiyoruz ve Majin'e ise komutlar vererek neler yapması gerektiğini söylüyoruz. Bu ikilinin birbirine tamamen bağlı olduğunu söylemeliyim, çünkü ikisinin de bölümleri geçmemizde ve yaratıkları öldürmemizde önemli görevleri bulunuyor. Tepeu ile Majin'e düşmanlara saldır, kapıları aç, eşyaları yerinden oynat veya bekle-ilerle-çömel (ulaşamadığımız yerlere Majin'in üstüne çıkıp da atlıyoruz) gibi komutlar vermeniz mümkün. Tepeu ise özellikle platform öğelerinde kullanıyoruz. Yüksekteki mekanlara çıkmak veya küçük gizli geçitlerden ilerlemek Tepeu'nun işleri arasında bulunuyor.

      Enslaved gibi bir oyunun aksine daha yavaş temposu olan Majin and the Forsaken Kingdom'da bölgedeki düşmanları etkisiz hale getirdikten sonra kapıları açarak ilerlemek oyunda en çok yaptığımız iş oluyor. Krallığın hemen hemen her yeri kapılarla donatılmış ve bu da oyunun atmosferine olumsuz yönde etki ediyor, çünkü bu engeller doğal durmuyor ve yapmacık oldukları belli oluyor. Mesela Zelda veya ICO oyunlarında benzer mekanlara tekrar gitsek de bu sorun olmuyordu ve her mekanın kendine has özellikleri vardı. Majin'de ise kapı açmaktan bıkabilirsiniz. Tabi oyunda farklı oynanış dinamikleri de var. Mesela bir mancınığı kullanıp duvarları parçalamak, gerekli kolları çekip köprüleri kurmak veya platformları belli bir sıraya koyup yolumuza devam etmek gibi. Bazen de Majin'i kullanamadığımız anlarda geçişimizi engelleyen yaratıkları öldürmek için stratejik düşünmek ve platformlar arası zorlu atlayışlar-tırmanışlar yapmak zorunda kalıyoruz. Bu tür çeşitlilikler oyundan sıkılmanızı engelliyor.
Editör Notu: Türü sevenlere.
7,8 Puan EDİTÖRÜN PUANI
Kullanıcı Puanı

0

Sizin Oyunuz:
Oyunun Künyesi
Majin and the Forsaken Kingdom Platformlar: Geliştirici: Game Republic Dağıtıcısı: Bandai Namco Tür: Adventure Çıkış Tarihi: 30 Kasım 2010
Künyenin Tamamını Görüntüle Yorumlar 9 Forumda Görüntüle
MrKerberoS 25.12.2010 18:25:16

Güzel inceleme olmuş teşekkürler...

BSC Misafiri 25.12.2010 22:28:16

incelediğiniz için teşekkürler güzel olmuş

Futuré 26.12.2010 12:45:21

tutulmayan bir oyun tarzını daha neden geliştiriyorlar anlamıyorum

mertvontrier 27.12.2010 00:11:09

Böyle oyunlara ihtiyacımız var.

ScanServ 27.12.2010 00:15:45

Çok hoş bir oyuna benziyor ama her zamanki gibi Zelda'nın yeri bir başkadır

DarkenRahl 28.12.2010 12:12:02

Oyundaki çeşitlilik sıkılmamızı engelliyormuş. Hımmm. Ben oyunda neyin sıktığını çıtlatayım azıcık. Haritada nereye gitmeniz gerektiği belli değil. Belli yerleri açmak için önce belli bir gücü ele geçirmeniz, bir maskeyi kırmanız filan gerekiyor. Ama maskenin bulunduğu yer de başka bir bulmacanın arkasında. Kapı mı açacaksınız, önce bulmaca! Güç mü lazım, önce bulmaca! Haritada gitmek istediğiniz bir yer mi var, önce bulmaca! Bulmacalı oyunları çok severim ama bu kadarı beni çok sıktı. Bir süre sonra her şey sınırlama haline dönüşüyor. Yaşayan fantastik bir dünya yerine sanki bir bozyap kutusunun ya da labirentin içinde hapis kalmış gibisiniz. Grafikler asla tanıtım fotoğraflarında görüldüğü gibi değil, oyunu oynarken PS2 oyunlarını anımsıyorsunuz. Gökyüzü bulaşık suyuna benziyor mesela. Tepeu'nun kostümleri hayatımda gördüğüm en gülünç ve en saçma kostümler. Hele ara videolarda dudak hareketlerinin animasyonu çok ilkel. Oyundaki tek güzel şey Majin. Ama o bile tek başına kurtaramıyor.

U_şen 28.12.2010 13:01:41

quote:

Orijinalden alıntı: DarkenRahl Oyundaki çeşitlilik sıkılmamızı engelliyormuş. Hımmm. Ben oyunda neyin sıktığını çıtlatayım azıcık. Haritada nereye gitmeniz gerektiği belli değil. Belli yerleri açmak için önce belli bir gücü ele geçirmeniz, bir maskeyi kırmanız filan gerekiyor. Ama maskenin bulunduğu yer de başka bir bulmacanın arkasında. Kapı mı açacaksınız, önce bulmaca! Güç mü lazım, önce bulmaca! Haritada gitmek istediğiniz bir yer mi var, önce bulmaca! Bulmacalı oyunları çok severim ama bu kadarı beni çok sıktı. Bir süre sonra her şey sınırlama haline dönüşüyor. Yaşayan fantastik bir dünya yerine sanki bir bozyap kutusunun ya da labirentin içinde hapis kalmış gibisiniz. Grafikler asla tanıtım fotoğraflarında görüldüğü gibi değil, oyunu oynarken PS2 oyunlarını anımsıyorsunuz. Gökyüzü bulaşık suyuna benziyor mesela. Tepeu'nun kostümleri hayatımda gördüğüm en gülünç ve en saçma kostümler. Hele ara videolarda dudak hareketlerinin animasyonu çok ilkel. Oyundaki tek güzel şey Majin. Ama o bile tek başına kurtaramıyor.
katılıyorum.

Shadow Fox 28.12.2010 13:55:00

demosuna göre konuşursak oyun çok ot gibi geldi. Demoyu bitirene kadar sıkıldım desem yeridir. Karakterleri begenmedim. Garip bir donukluk , sıkıcılık var oyunda. Zaten full ü çıktı, bakmadım bile. Demekki bana göre degilmiş. İlerileri belki güzeldir ama bu oyundan birşey olmaz gibi geldi bana

PyramidCardShop 29.1.2011 18:41:19

quote:

Orijinalden alıntı: DarkenRahl Oyundaki çeşitlilik sıkılmamızı engelliyormuş. Hımmm. Ben oyunda neyin sıktığını çıtlatayım azıcık. Haritada nereye gitmeniz gerektiği belli değil. Belli yerleri açmak için önce belli bir gücü ele geçirmeniz, bir maskeyi kırmanız filan gerekiyor. Ama maskenin bulunduğu yer de başka bir bulmacanın arkasında. Kapı mı açacaksınız, önce bulmaca! Güç mü lazım, önce bulmaca! Haritada gitmek istediğiniz bir yer mi var, önce bulmaca! Bulmacalı oyunları çok severim ama bu kadarı beni çok sıktı. Bir süre sonra her şey sınırlama haline dönüşüyor. Yaşayan fantastik bir dünya yerine sanki bir bozyap kutusunun ya da labirentin içinde hapis kalmış gibisiniz. Grafikler asla tanıtım fotoğraflarında görüldüğü gibi değil, oyunu oynarken PS2 oyunlarını anımsıyorsunuz. Gökyüzü bulaşık suyuna benziyor mesela. Tepeu'nun kostümleri hayatımda gördüğüm en gülünç ve en saçma kostümler. Hele ara videolarda dudak hareketlerinin animasyonu çok ilkel. Oyundaki tek güzel şey Majin. Ama o bile tek başına kurtaramıyor.
bayılıyorum filmlerei-oyunlara bu tarz yorum yapanlara. insanlar aylarca hatta yıllarca çalışıp geliştirip bunları yapıyorlar. sizin gibilerde profesyonel eleştirmen ayaklarında kulplar takıyorsunuz herşeye. daha iyisini yapın bende oynayayım bu oyunları yapanlarda görsün oynasın koçlar.. oturduğunuz yerden olmaz öyle..

Yorum Yaz Forum Arayüzünde Yanıtla

Aşağıdaki formu kullanarak yorum yapabilirsiniz..

Üyelik Durumu Üyeyim Üye Değilim E-posta