Hayaletlere inanır mısınız? Ya efsanelere? Call of Duty: Ghosts’a hayalet efsaneleriyle başlayıp zamanla onların bir parçası haline geliyorsunuz.
Onuncu Call of Duty oyununda sizleri üç farklı stüdyonun geliştirmiş olduğu üç ana bölüm bekliyor. Her zamanki gibi senaryo bölümünde dünyanın farklı yerlerini dolaşıp kahramanlık hikayelerine eşlik ediyoruz ve bolca aksiyon bizi oyun boyunca sürüklemeyi başarıyor. Multiplayer ise zaten başarılı olan yapısı ile oyunculara saatlerce sürecek, daha doğrusu bir sonraki Call of Duty oyunu çıkıncaya kadar sürecek bir deneyim sunmakta. Oyunun en çok değişiklik gösteren Extinction modu ise zombilerin yerini alan uzaylılara karşı direnişimizi işliyor.
Call of Duty için sadece senaryodan veya Multiplayer’dan oluşur demek son derece yanlış olur zira seri uzun bir süredir ikisini de başarılı bir şekilde götürüyor. Öncelikle senaryo moduna bakacak olursak Güney Amerika’da organize olmuş Federation isimli bir gücün Amerika’yı, kitle imha özelliklerine sahip kendi uzay üssüyle çökertmesiyle başlıyor, ve dünyanın güç dengeleri değişirken babamızın da desteği ile kardeşimizle Ghosts isimli özel bir birliğe katılmamız ile gelişmeye devam ediyor. Hayalet olarak adlandırılan bu özel askerler başarı konusunda en uç seviyedeler ve işte bu nedenle aralarından taraf değiştirmiş olan bir üyesi, eski takım arkadaşlarını bir bir avlamaya başladığında dünyadaki bu kaos dışında uğraşmamız gereken yeni problemler doğmuş oluyor.
Hikayeye baktığımızda, Modern Warfare 2’deki Amerika işgalinden sonra pek de ilgi çekici gelmeyebilir. Hatta derinlik açısından oldukça zayıf olduğunu söyleyebiliriz fakat yine de bu beş saatlik deneyimin sahip olduğu aksiyon ve sunumu sayesinde bolca keyif verdiğini belirtmeliyim. Call of Duty’nin ilk Modern Warfare’den beri modern savaş konseptinde yapmayı başardığı şey, sizi özel operasyon birliklerinden birinde hissettirmesi. Görevlerin açılışları, sunumları, hazırlık aşamaları ve yaptığınız şeyler zaman zaman aşırı kahramanlık olsa da evet işte ben buyum, çok özel bir birliğin çok özel bir üyesiyim ve gerçekten de önemli işler yapıyorum dedirtmesi. Modern savaş konusunda profesyonel olduğunuzu hissettiriyor kısacası.
Bunun dışında göze çarpan iki şeyden ilki yıkım yani aksiyon sahnelerinin etkileyiciliğinin arttırılmış olması. Bazı sahnelerde yer yerinden oynuyor - dünyanın yıkıldığına tanıklık ediyorsunuz, bazılarında ise şehirler sular altında kalıyor. Diğer göze çarpan şey ise bol bol bahsi geçen köpeğimiz Riley, yani o da ekibin bir parçası ve 18 görevden üçünde aktif olarak rol alıyor. Riley’i kontrol etmek önceki oyunlarda Drone’ları veya uzaktan kumandalı diğer araçları kontrol etmekten pek farklı değil ama bu işi bir köpekle yapıyor olmak garip gelebilir. İşin açıkçası gizlilikle ilerleyip düşmanları tek hamlede öldürmek, pek de köpeklerden beklediğimiz bir şey değil, yani oyunda farklı bir rolde bulunsaydı daha hoş olabilirdi. Zaten bu oyunun ufak bir kısmı için gerçerli ve bütünüyle ele aldığımızda önceki oyunlardan çok da farklı bir ilerleyiş beklemiyor bizi. Hatta tam anlamıyla benzer bir oynanabilirlik hakim.
Multiplayer ise Call of Duty’nin yine diğer bir lezzetli dilimi. Daha ayrıntılı bir şekilde Video Rehber’de inceleyeceğiz fakat bir kaç önemli noktaya değinmeliyiz. Son derece eğlenceli, hızlı oynanışı sevenler Ghosts’ta da büyük keyif alacaklar. Piyasadaki en kaliteli, akıcı ve pürüzsüz oyun keyiflerinden birine sahip. Fakat şöyle bir detay var ki, şimdi açıp da Modern Warfare 2 de oynasanız, Black Ops da oynasanız size tamamen aynı keyfi verecektir zaten. Yani Ghosts’u özel kılan kayda değer bir özellik barındırmıyor. Kişiselleştirmeler, bir kaç kural değişikliğiyle sunulan yeni oyun modları, eklenmiş olan özellikler ve dahası. Yeni bir oyuna geçmeniz için, özellikle de tüm oyunlardan daha pahalı satılıyor olmasını gerektirecek hiç bir sebep yok. Hatta Theatre modu, All or Nothing, Gun Game, Capture the Flag gibi multiplayer modları çıkartılmış. Yani gelenlerin dışında çıkanlar da var. Yapay zeka ile birlikte oynama fikrini benimsemiş olan Squad modu ise açıkçası pek de ilgi çekici değil. Kendi takımınızı yaratıp geliştirmeye çalışmak özünde hoş bir fikir olsa da bu modun geliştirilmeye ve daha ilgi çekici bir hale sokulmaya ihtiyacı var. Multiplayer’ı rehbere saklıyarak biraz da uzaylılarla boğuşalım.
Extinction, Treyarch’ın zombi modlarına çok fazla benziyor, burada beyin yemek için üzerinize doğru ilerleyen zombiler yerine üstünüze zıplayan uzaylılar bulunmakta. Yine 4 kişiye kadar co-op desteği ile dalga dalga gelen uzaylıları haklıyoruz. Oynanışından menülerine kadar bir önceki zombi modunda olduğu gibi düşman öldürdükçe ve dalgaları savuşturdukça puanlar kazanıyor, bunları silahlara ve kendinizi geliştirmek için harcıyorsunuz. Yetenek sistemi gayet hoş hazırlanmış ve seçimlerinize göre aslında belli bir sınıf yaratmış oluyorsunuz. Ki zaten oyuna girmeden seviyenizle oranlı bir şekilde yaptığınız seçimlerle bunun temelini atıyorsunuz. Seçenek miktarı gayet memnun edici. Yine etrafta kullanılabilecek tuzaklar, takım arkadaşlarınızla sırt sırta savaşma konsepti ve her oynayışınızda yeni bir rekor kırma isteği var. Fakat siz de zombilerin hayranıysanız, bu uzaylıları onlar kadar kendinize yakın hisetmeyebilirsiniz.
Call of Duty serilerinin en çok eleştirilen noktası olan görsellik bu sene de eleştirileri hak ediyor zira Killzone ve Battlefield gibi diğer popüler Shooter’lar arasında geride kaldığını görüyoruz. Gelişme var, bazı sahneler çok da şık görünüyor fakat bundan daha köklü bir değişime ihtiyacı olduğu da çok açık. Bazı sahnelere bakıyorsunuz ve etkileniyorsunuz, bazı sahnelerde ise çorbadan çıkan sinek gibi mide bulandırıyor. Yine de yıkım sahneleri ve animasyonları oyunun en başarılı olduğu noktalar. Sahnelerin doğallığı gerçekten etkileyici ve hikayenin işlenmesinde büyük rol oynuyor. Yıkım demişken elbette etraf bu kadar çok yıkılmışken yine bir kıyamet sonrası konseptle karşı karşıyayız ve yaratılmış olan dünya, bir zamanlar yaşanan şehirlerin harabelere dönüşmüş olduğunu, dönüştüğünü görmek oyundaki çevreyi daha çekici hale getiriyor. Diğer tüm alanlarda ne yazık ki bir örtbas etmece var. Yine yeni nesil yapmadık ama şimdilik bununla idare edin dermiş gibi. Fakat şunu da es geçmeyelim ki oyunun sunumları yine bir harika, yükleme ekranlarına bile takılıp kalıyorsunuz.
Müzikler ve konuşmalar her zaman olduğu gibi senaryonun gerilimini ve tansiyonunu iyi yansıtıyor. Atmosfere uyum açısından gayet kaliteli iş çıkartılmış. Ben susayım siz dinleyin.
Call of Duty Ghosts, aksiyon severler ve özel operasyonlara ilgi duyanlar tarafından mutlaka oynamaya değecek bir senaryo moduna sahip yine. Multiplayer’a baktığımızda, eklenmiş olan özellikler hoş güzel de, çıkartılanlar bir yana, bu özellikler zaten 3 sene önce de eklenebilirdi. Seriyi gerçekten ileriye götüren şeyler değil, öncekilerin yeni baharatlar eklenip pişirilmesi gibi. Önceki oyunlara sahip olup da yüksek miktarda para vermek için çok fazla nedene sahip değilsiniz ne yazık ki. Ghosts, artık iyice kendini tekrar etmesi nedeniyle serinin en düşük performansına sahip ve bizden genel olarak 7 alıyor. Bir başka video incelemede ve rehber videosunda görüşmek üzere herkese iyi oyunlar.