Özellikle Türkiye’de internet cafelerden gelme bir PC oyunculuğu kültürü genel olarak yaygın olduğundan dolayı RTS denince akan sular durur. Birçoğumuz her ne kadar geçmiş yıllarda Age of Empires, Warcraft, Command & Conquer ya da StarCraft’la tanışık olsa da, ne yazık ki gerçek zamanlı strateji türünün esamesi son yıllarda pek okunmuyor. Peki gerçekten de strateji türü ölüyor mu, yoksa firmalar tarafından ölmeye mahkum mu bırakılıyor?
Oyun dünyasında popülerliğini günden güne yaymaya devam eden
MOBA türü, strateji türünü ortadan kaldıran unsur olarak gösterilir. Warcraft 3’ün modlama araçlarıyla geliştirilen DotA önce ana oyunun popülaritesinin üzerine geçmiş, daha sonrasında ise diğer oyunlara ilham olmakla kalmamış, kendi başına bir oyun olarak karşımıza çıkmıştır. Aslında
RTS türündeki bir oyundan çıkan MOBA türü, RTS’lerin bu günlere düşmesinde önemli rol oynamıştır.
Bir yandan MOBA türü günden güne popülerleşirken, RTS de aynı hızda kan kaybetmeye başladı.
Command & Conquer serisi yanlış kararların sonucunda yerle bir edilirken, Microsoft’un Age of Empires’ı Online tabanlı olarak geri getirme projesi de bekleneni verememişti. Öte yandan bağımsız yapımcılar da boş durmadı tabii. RTS türünün efsaneleşmiş oyunları arasında yer alan başarılı isimler kendi kendine bir şeyler yapmaya çalıştı. Ancak ne yazık ki yine aynı şekilde Planetary Annihilation’dan tutun da End of Nations’a kadar RTS türünü eski günlerine döndürmesi beklenen yapımlar o etkiyi yapamadı.
Ama gel gelelim bir de işin diğer tarafına… Benim “Yahu durun, bir şeyin öldüğü yok, bitmedi daha.” dememe neden olan kısıma. Hangisinden başlayayım? En güncel olan ve bir kez daha piyasayı görmemizi sağlayan ortadaki StarCraft gerçeğinden. StarCraft II: Legacy of the Void maalesef piyasadaki çöküşün sonuçlarından birisi olarak piyasaya çıkan bu temadaki son StarCraft oyunu olacak. Blizzard StarCraft serisini farklı karakterlerle farklı temalarda devam ettirecek. Ancak gel gelelim buna rağmen StarCraft II üçlemesi gerçekten başarılı bir iş ortaya koydu.
StarCraft II: Wings of Liberty, çıkış gününde 1 milyon, çıkış ayında da 3 milyon satan bir oyundu. Bu durum insanların StarCraft özleminden kaynaklanıyor olabilir dersiniz ama değil, bir sonraki ek paket Heart of the Swarm 48 saatte 1.1 milyon satmıştı.
Serinin son halkası Legacy of the Void ise yine 24 saat içerisinde 1 milyon satmayı başaran bir oyun oldu. Hem de Fallout 4 gibi bir oyunla aynı günde çıkarak. Hem de ana oyun değil, bir ek paket olmasına rağmen böyle bir sonuç geldi.
RTS ölüyor diyoruz, PC’de oyun satmıyor diyoruz ancak bir günde 1 milyonluk satış. Eee?
Gelelim Steam kanadına. Efsanevi diyebileceğimiz bir ilk oyunun bayağı altında kalan
Company of Heroes 2, Steam’in en çok oynanan oyunlar listesinde sürekli olumlu diyebileceğimiz konumda bulunuyor. Öte yandan
Age of Empires II’nin HD sürümü de Company of Heroes 2 ile hemen hemen aynı sıralarda. Yani her iki oyunun da günlük onbinlerce oynayanı var. Bu oyunlardan Age of Empires II’nin çıkış yılı mâlum. Company of Heroes 2 ise ilk oyuna nazaran kötü seviyede bir oyundu. Ancak gelin görün ki oyuncuların RTS türüne olan açlığı bu yapımları üst sıralara taşıyor.
Peki bu türün bu kadar düşmesine öncü olan şeyler neydi? Oyun dünyasının kötüye giden hangi noktasında
paragöz firmaların yanlış kararları karşımıza çıkmıyor ki? Free to Play oyun modeline çevrilmeye çalışılan ve bir güzel batan Age of Empires ve Command & Conquer serileri hem firmaların, hem de oyuncuların aklına “
Ücretsiz oyun bile bir şey yapamadıysa bu tür bitmiş demektir.” anlayışını sokuverdi.
Konsollar! Evet tek kelimelik bir cevap. RTS oyunlarını klavye ve fare ikilisinin haricinde oynamak gerçekten zor. Her ne kadar bazı firmalar RTS türünü ölümün kıyısına sürüklemeden önce bazı denemeler yapsa da, nafile. Piyasa payının büyük bir kısmı konsollarda olunca da ortaya böyle bir tablo çıktı.
Bunun haricinde RTS türündeki oyunlar,
oyun dünyasındaki yeniliklere uyum sağlayamadı. Bunun en başında multiplayer dinamikleri geliyor. Her ne kadar RTS türünün efsaneleri olarak saydığımız oyunların birçoğu multiplayer tabanlı yapılarıyla hafızalarımıza kazınsa da, günümüzde iş biraz değişti. Mevcut oyun dünyasında
en çok multiplayer tabanlı oyunların oynandığını söylememize gerek yok sanıyorum. Buna rağmen çıkan RTS oyunları da aynı şekilde multiplayer tabanlı olsa da, oyun içi yapı konusunda atlanılan bir nokta var.
Multiplayer modlar takım tabanlı olduğu sürece oynanıyor ve seviliyor. Bunun karşısında 1v1 oyunlara yoğunlaşan RTS’ler oyuncularını strese boğarken, takım oyununa yoğunlaşan multiplayer yapımlar da yükselişe geçiyor. Stres dediğim konu bir gerçek bu arada. Psikolojik olarak 1v1 oyunlarda oyuncuların suçlayabileceği bir takım arkadaşı bulunmadığından ve iş yükü tamamen kendilerine bindiğinden dolayı 1v1 tabanlı multiplayer modları oyunculara daha fazla stres veriyor. Öyle ki son BlizzCon konferansında Blizzard da Legacy of the Void’in getireceği takım tabanlı multiplayer modunun sunumunda stres konusuna bir göndermede bulunmuştu. Steam’de en çok oynanan RTS oyunları Company of Heroes 2’nin ve Age of Empires II’nin takım tabanlı multiplayer modlarının daha çok tercih edildiğini de bir not olarak ekleyelim.
Multiplayer demişken, RTS türünü oynamak gerçekten zordur. Özellikle StarCraft ayrı bir konu. Bugün StarCraft II'yi satın alacak bir oyuncunun multiplayera girip girmemesinde akla karayı seçmesine sebep olan şey RTS türünün güncel oyun mekaniklerine uyum sağlayamadığı konusunda başka bir örnektir. Hadi oyuna başladık, yeni işçiler çıkardık, ekonomiyi geliştirdik, peki sonra? Havadan giden üniteleri mi seçeceğiz, 'rush' yapan üniteleri mi seçeceğiz, 'stealth' özelliği olan üniteleri mi seçeceğiz yoksa ağır olan fakat hasarı iyi olan üniteleri mi? Yahu ortada bir gerçek var, oyun endüstrisinde para kazanmak istiyorsan işin ucundan bir yerden 'casual' denilen kitleye de bir şeyler sunman gerek. Çünkü o oyuncular alışmış eline silahı alıp karşıdakini taramaya. Bu kadar oyun detayıyla ve stresle kim baş edecek?
Evet kimi oyuncu bu tarz kompleks bir yapıyı tercih eder ama kimileri de işin basite indirgenmesini ister. Mesela MOBA'lardan bir League of Legends örneği vereyim. Kimi oyunlar gerçekten ağır taktikler gerektirirken, kimilerinde de oyuncular sadece işin 'muhabbetine' ve eğlencesine bakıyor. Veya en basitinden satranç! Arkadaşınızla sadece vakit geçirmelik, eğlencesine de oynayabilirsiniz, ağır taktiklerle ve stratejilerle de oynayabilirsiniz.
Tabii benim burada yazdıklarım sadece yazıda kalıyor. Bunları bir oyuna dökmek gerçekten zor olsa gerek. Zira Blizzard'ın StarCraft serisiyle beraber RTS türünde yapılabilecek en iyi oyunu yaptığını, hiçbir firmanın Blizzard'la rekabet etmeyi istemediği için bu türden kaçtığını düşünen insan sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Ancak ortada kolaylıkla sayabildiğimiz açıklar mevcut.
Nereden başladık, nereye geldik. Yazıyı daha da uzatmadan düşüncelerimin sonuç kısmına yavaş yavaş geleyim. Şahsen RTS türünün ölmediğini, işin içindeki umudun devam ettiğini düşünüyorum. Evet bir yanda teker teker umut veren sonrasında ölen yapımlar var ancak diğer yanda da seneler sonra hâla onbinlerce kişi tarafından her gün oynanan Age of Empires II ve milyonlar satan StarCraft II var. Nasıl Valve Counter Strike’ı yıllar sonra dirilttiyse, Telltale Games ve Kickstarter projeleri macera türünü yeniden ortaya çıkardıysa, oyun mezarlığına gömülen RTS serilerinin de oyuncularla iletişim halinde kalınarak altın çağlarına geri dönebileceğini düşünüyorum.
Tam PC’lerin yavaş yavaş piyasada söz hakkı aldığı bir döneme girmişken, Steam’in günden güne yükselişine şahitlik ederken RTS türü de güzel hamleler eşliğinde yeniden dirilebilir. Tabii ortada ne bir umut vadeden duyuru var ne başka bir şey ama yapmayın etmeyin, hangimiz günümüzdeki oyun mekaniklerine uyum sağlayacak yeni bir Age of Empires’a, Rise of Nations’a, Age of Mythology’e, Red Alert’e ya da Warcraft’a aç değil ki? Duyuru yok diye hemen umutları yitirmemek lazım tabii. 2016'nın yaz aylarında çıkacak Warcraft filmiyle aynı dönemde yeni bir oyun gelse, o popülerlikle güzel şeyler yapmaz mı?