The Legend of Zelda : Spirit Tracks

Kendimi Hyrule’un uçsuz bucaksız denizlerinden yeşil vadilerine bırakışımın üzerinden 6 sene geçmiş. Neredeyse çeyrek asırlık bir geçmişe sahip olan bir “efsane” ile tanışmak için geç kalmış olsam da, kaçırdığım efsaneleri deneyim edinmekte o kadar geç kalmadım. Gücün sadece kılıç sallamaktan ibaret olmadığını öğrendim. Mevsimleri yönettim; benim melodimle yağan kar, benim melodimle gelen sonbahar. Rüzgâra yön verdim; pusulam nereyi gösteriyorsa, yelkenlim nereye gidecekse, esen yelde düştü peşime. Zamana hükmettim; küçük bir Deku fidanının çınara dönüşmesine şahitlik etmek ve yüklendiğim sorumlulukların ağırlığında yaşayamadığım çocukluğumu geri getirebilmek için. Dilerim bu efsane hiç bitmez…

Phantom Hourglass’ın ardından Nintendo DS için neredeyse her Nintendo fanatiği “kesin” ikinci bir Zelda oyununu daha bekliyordu. Nitekim 2008 E3’ünde beklenen oldu ve Spirit Tracks duyuruldu. Zelda serisinde oyunlar belli bir kronolojiyi izlemezler, ancak Spirit Tracks tam anlamıyla Wind Waker / Phantom Hourglass’ın devamı niteliğinde. Hem cel-shaded grafik tasarımı hem de oyun oynanış biçimi ile Phantom Hourglass’ın devamı olan Spirit Tracks bize yeni olarak neler vaat ediyor?
Spirit Tracks duyurulduğunda, biz Zelda fanlarını şaşırtan ilk detay; Hyrule’un geniş haritasını tren ile arşınlayacak olduğumuzdu. Orta çağ temalarıyla süslenmiş Zelda evreninde sadık atımız Epona dışında Dimitri ( Dodongo ), Moosh, King of Red Lions ve tabanvay yardımı ile Hyrule'un en ulaşılmaz yerlerine ayak basmıştık ancak, tren bana göre ne orta çağ temalarına ne de Zelda atmosferi ile uyuşmayan bir görüntü çiziyordu. Spirit Tracks ile ilgili bir diğer detay ise; Zelda’nın hikaye boyunca bizimle beraber olacağı ve aktif bir şekilde yardım edeceği yönündeydi

İncelemenin başında da belirttiğim gibi; Zelda serisi için belirtilmiş kesin bir kronoloji mevcut değil. Ancak Spirit Tracks'ı Wind Waker ve Phantom Hourglass'ın ardından üçlemenin sonuncu halkası olarak görmekte sakınca yok. Phantom Hourglass'dan 100 sene sonrasında geçen Spirit Tracks'ta; Hyrule prensesimiz Zelda, Wind Waker ve Phantom Hourglass'dan tanıdığımız Tetra'nın torunu olarak karşımıza çıkıyor. Eğer gözünüz hala tanıdık birilerini arıyorsa; Tetra'nın eski korsan tayfasından Niko'nun geçen zamanla birlikte yaşlanmış ve "bilge" görünümlü olarak Link ile aynı evde yaşarken bulacağınızı belirteyim.
Namı her oyunda değişen Link ( Hero of Time, Hero of Light, Hero of Winds...v.b.), yüreğinin derinliklerinde gizlenmiş kahramanlık güdüsünden bihaber, krallığın sadık bir makinisti olmak adına kraliyet sarayında düzenlenen diploma törenine yetişmek ve Hyrule prensesinden makinistlik belgesini almak için eğitmeni Alfonzo ile yola koyulmak üzere(Alfonzo, Tetra'nın tayfasından Gonzo'ya bir hayli benziyor.) Tabii eğer yaşlı Niko, şu kötülüğün kilit altında tutulduğu Tower of Spirits’in hikayesini bitirebilirse! Hikâyenin ardından bizde ilk tren kontrolü deneyimimizi yaşıyoruz. Zelda serilerinin huyudur bu; oyunun ilk dakikaları genel kontrol şemasını oyuncuya tanıtma aşaması olarak tasarlanır. Spirit Tracks kontrol şeması olarak birebir Phantom Hourglass'a benziyor. Tabii bundan kimse şikâyetçi değil, çünkü PH'nin kontrol sistemi son derece başarılı ve kolaydı.
Editör Notu: Herkesin oynayabileceği başarılı bir yapım.
8,5 Puan EDİTÖRÜN PUANI
Kullanıcı Puanı

0

Sizin Oyunuz:
Oyunun Künyesi
The Legend of Zelda : Spirit Tracks Platformlar: Geliştirici: Nintendo Dağıtıcısı: Nintendo Tür: Adventure Çıkış Tarihi: 11 Aralık 2009
Künyenin Tamamını Görüntüle Yorumlar 5 Forumda Görüntüle
Yorum Yaz Forum Arayüzünde Yanıtla

Aşağıdaki formu kullanarak yorum yapabilirsiniz..

Üyelik Durumu Üyeyim Üye Değilim E-posta