The Sims... indirilebilir içeriğin bu kadar popüler olmadığı dönemlerde bile DLC krallığının tacını başında taşıyan ve 2000 yılında ilk çıktığından beri tam tamına 44 eklenti paketi çıkararak bu tacı hala elinde bulunduran hayat simülasyonu. Tabii bunun yanında oyuncuların yaptığı modlar, adına çıkartılan bir çok içerik gibi detaylar da oyunu daha da geniş bir kitleye taşımayı başardı. Bu kadar çok bonus içeriğe sahip bir oyunu alıp yepyeni bir temel oyun ile değiştirirseniz ne olur peki?
Şüphesiz ki The Sims 4 bugüne kadar yapılmış en akıcı ve bilgisayar üzerinde de rahat olan Sims oyunu. Arayüz yenilenmiş, elden geçirilmiş ve bu kısmı yeniden keşfetmek gerçekten oldukça zevkli. Özellikle Sim'lerimizi kişiselleştirdiğimiz Create-A-Sim bölümü kendi başına mini bir oyun niteliğinde olmuş. Her ne kadar eklentileri olmadan az seçeneğiniz olsa da, oyuncuların daha şimdiden çıkardıkları kişisel içerikler sayesinde Create-A-Sim bölümü oldukça zevkli hale getirilmiş. Sim'lerinizin her noktasıyla oynayabiliyor ve gerçekten daha önce yapamadığınız Sim'leri artık yapabiliyor hale geliyorsunuz. Create-A-Sim'e yeni getirilen sistem sayesinde artık sürgüler yerine farenizin hareketleri ile oldukça kolay ve etkili bir şekilde simlerinize şekil verebiliyorsunuz. Sim'lerinizin hayatına yön verebilmek ise yine önemli noktalardan, her sim'in bir isteği var ve hayatlarında en çok yapmayı istedikleri şey ile doğru orantılı bu. Whim ismi verilen ve Sim'lerinizin o anki duygularına ve kişisel özelliklerine göre değişen istekleri sayesinde, hem oyunda yapacak bir şeyleriniz oluyor, hem de yaptığınız her adımda hayat amacınıza daha da yaklaşıyorsunuz. Tabii bunları yaparak aynı zamanda Hayat Puanları kazanıyor ve normalde Build Mode'dan alamayacağınız özel eşyalara sahip olabiliyorsunuz. Oyunda bunun gibi hedef koyulan bir çok şey var, örneğin daha önceki oyunlarda görmediğimiz partilerde verilen amaçlar. Bu sayede parti verdiğiniz zaman ne yapmanız gerektiğini biliyor ve ona göre popülerliğinizi arttırabiliyor ve simlere de harika bir parti deneyimi yaşatabiliyorsunuz.
Kariyer sistemi eskisine oranla daha eğlenceli hale getirilmiş, örneğin artık
eSports profesyoneli olup canlı yayınlar yapan biri olabiliyorsunuz. Kariyerinizde ilerledikçe etrafınızdaki simlerle yeni etkileşimleriniz açılıyor, yeni eşyalar edinebiliyorsunuz.
Gönül rahatlığıyla geliştiği için çok sevindiğimi söyleyebileceğim şeylerden biri Build Mode. The Sims 3'de tanıtılan planlar, The Sims 4'de başka bir boyuta taşınmış ve hazır odalar eklenmiş. Bunun rahatlığı bir yana eğer baştan bir ev yapmak isterseniz kolayca tasarlamanız için bir çok seçenek konulmuş durumda, bunların en başında ise kıvrımlı şeyler tasarlayabilmek ve alt tuşuna bastığınızda elinizde tuttuğunuz eşyayı neredeyse istediğiniz noktaya koyabilmek geliyor. Kötü tarafı ise eğer hayalinizde 5 katlı bir malikane yapmak varsa ancak 3 kata kadar çıkabilecek olmanız. Tabii bir de dağlık bir alan istiyorsanız işiniz yine zor çünkü her alan dümdüz ve bunu düzeltebilecek araçlara da artık sahip değiliz. Bunun dışında oyuna yeni eklenen ve ancak hile yoluyla açabildiğiniz eşya büyütme özelliği ise oldukça eğlenceli bir detay.
Daha önceden duygularına pek aşina olamadığımız Sim'lerimiz artık sadece bunun üzerine ilerliyor. Sim'lerinizin ne durumda olduğunu öğrenmek için duygularını kontrol etmeniz yeterli.
Eski moodlet sistemi yerine Sim'leriniz kendini "iyi", "mutlu", "rahatsız" gibi duyguların içinde bulabilir. Tabii ki Sim'lerimizin hala temell ihtiyaçları var ancak bu sefer tuvalete gitmeniz gerektiğinde modunuzu düşürmek yerine sizi "rahatsız" ediyor. Bu sistem kendi içinde iyi işliyor, örneğin ikinci bir çocuğunuz olduğunda evin büyük kardeşi "üzgün" oluyor çünkü artık evin bütün ilgisi üzerinde değil, ya da herkes doğum gününüzü unuttuğunda Sim'iniz oldukça duygusallaşabiliyor gibi.
Duygusallık durumunuza göre Sim'lerle etkileşiminiz değişiyor, yeni şeyler yapabilir hale geliyorsunuz ve yine bu sayede kariyeriniz hızlı ya da yavaş ilerleyebiliyor. Bunun yanında Sim'lerimiz artık eskisinden daha fazla işi bir arada yapabiliyor, bir becerinizi geliştirirken sosyal ihtiyacınız düşükse, Sim'iniz etrafındaki biriyle konuşmaya başlıyor ve bir yandan da resmini çizmeye devam ediyor. The Sims 4'ün olmazsa olmaz artık dedirten önemli bir yeniliği bu bence.
The Sims 4'ün iyi yaptığı şeylerin yanında tabii ki kısarak eski Sims serilerini özletecek şeyler yaptığı da bir gerçek. Oyuna ilk girdiğinizde yaşayacağınız alana baktığınızda bunu görebiliyorsunuz zaten, oyunda açık dünya olmaması büyük bir eksik, bunun yanında yaşayabileceğiniz yerler, seçebileceğiniz belirli alanlara ayrılmış 4-5 evlik alanlar arasından yerinizi seçip, oraya yerleşebiliyorsunuz.
Yerleştikten sonra yan komşunuzu hemen ziyaret etmek isterseniz ise maalesef 2 adımlık yol için kısa süren ancak ileride eklenti paketleriyle sürenin uzayacağını düşündüğüm yükleme ekranı ile karşılaşıyorsunuz. Dibimdeki eve gitmek şimdiden 20 saniye sürüyorsa, ilerdeki eklentiler ile ne hale gelir, düşünemiyorum bile. The Sims 3'ün en sevilen yönü sizinle yaşayan büyük, açık bir dünya iken, The Sims 2'ye dönmenin manasını çözemeyenlerdenim ben de işin açıkçası. The Sims 3'de yaşadığınız şehrin bir devamlılığı vardı ve etrafınızdaki her şey sizinle birlikte yaşıyordu, The Sims 4 ise o devamlılığı yükleme ekranlarıyla yok ediyor maalesef.
Örneğin,The Sims 3'de iş yerlerine giderken bile takip edebildiğimiz Sim'ler şimdi ise kapının önünde buharlaşıyorlar. Etrafınızda gördüğünüz her şey resim, ve etkileşim de düşük seviyede. Bu da ana oyunu, The Sims 3'e göre bir adım geri götürüyor.
Yaşanmışlık derken hemen oyun içinde
Toddler evresinin olmadığını belirtelim; bebekken altını bile değiştiremeyen bir varlıkken bir anda direk bilgisayar kullanabilen bir Sim'e dönüşüyorsunuz. Bunun dışında oyundan çıkartılan bir çok şey var;
havuz, bulaşık makinesi, araba, bisiklet, süpermarket, kitap dükkanları gibi bir çok şeyin oyunda olmaması da oyunu eksilere çeken ayrıntılardan. Bu eksiklikler oyundaki rasgele olan ve oyunu eğlenceli yapan noktaları da alıp götürüyor tabii ki, örneğin siz işteyken evinize giren bir hırsızın olmaması, bu arada polisin de olmadığını belirtmek lazım, tabii itfaiyenin de. Oynadığım uzun süre boyunca beni eğlendirecek, rasgele bir olay başıma gelmedi, büyümelerini görmek tabii ki eğlenceli ama daha önce gördüğümüz rasgeleliliğin yeni oyunda olmaması oldukça üzücü ve sıkıcı.
The Sims 3'ün en sevdiğim yönlerinden biri de The Sims 4'e aktarılmadı, Story-Progression yani hikaye devamı.
The Sims 4'de tanıdığım komşuların hepsi benden önce yaşlandı ve hayata veda etti, onu geçtim bu sim'ler evlenmedi, kariyerleri olmadı, çocuk yapmadılar sadece ortadan yok oldular, tabii bunu yaşlanmayı durdurarak önleyebilirsiniz ama benimle yaşamasını istediğim kasabam resmen terkedilmiş bir halde kaldı. The Sims 3'de kontrol etmediğiniz Sim'ler kendi kendilerine aile kurar, hatta kedileri, köpekleri bile aile kurardı, şimdi ise sadece yaşayıp, ölüyorlar. Büyük bir eksik.
The Sims 4'ün en güzel kısmı ise oyunun artık bir Launcher'a sahip olmaması, bu sayede online olanher işinizi hızlı bir şekilde oyuna entegre edilmiş oyun içi tarayıcı üzerinden yapabiliyor ve ev olsun, sim olsun bütün dizaynlarınızı tek bir tıkla bütün dünya ile paylaşabiliyorsunuz. The Gallery ismi verilen oyun içi sistem sayesinde Build Mode'da iken galeriye girebilir istediğiniz evi seçebilir, anında indirebilir ve oyununuza koyabilirsiniz. Aynı şey Sim'lerimiz için de geçerli tabii, C-A-S bölümünde Sim seçebilir hatta başka bir aileden sadece bir sim seçip kendi ailenize ekleyebilirsiniz. Tabii bu Create-A-Style'ın eksikliğini kapatıyor diyemeyiz. The Sims 3 ile hayatımıza giren ve bence Sims serisinin olmazsa olmazı olan Create-A-Style sayesinde eşyalarımızın, kıyafetlerimizin deseninden tutun da, dokusuna kadar değiştirebiliyorken, The Sims 4 ile bunun yarısını bile yapamıyoruz. Ben bunu tabii ki ilerde gelecek olan oyun içi dükkana bağlıyorum, sonuçta Create-A-Style sayesinde insanlar dükkanlardan çok şey almak zorunda kalmamıştı...
Oyuna teknik açıdan bakacak olursak bir kaç hata olduğunu söyleyebilirim, örneğin karakterlerin izlediği yollar her ne kadar diğerlerine göre oldukça iyi olsa da yine de kötü, bunun yanı sıra bir clipping problemi söz konusu, karakterleriniz birbirinin içinden geçiyor gibi.. şu ana kadar oyun çökerten bir sorunla karşılaşmadım neyseki.
The Sims 4'ün kişiselleştirme, oluşturma kısmı gerçekten harika ve Sims serisinin en rahatı diyebilirimancak Sim'lerimizi yaşatmak, hayatlarına yön vermek aynı derecede tatmin edici değil maalesef. Bana göre oyunu ilk açtığınızda oluşturduğunuz aile ile oyunun neredeyse her şeyini görebilir ve daha sonra yapacak bir şey bulamayabilirsiniz. Potansiyel var ama destek lazım.
Kısacası; Oyunun zemini hazırlandı ve eklenti paketlerine hazır komutanım.