Çizgi Roman Önerisi: Sandman

21.07.2020 20:31 Özgür Eroğlu

Çizgi roman veya kitap önerdiğimiz serinin dördüncüsü ile birlikteyiz. Bu hafta aslında DC evreninin bir parçası olan, ancak bağımsız da diyebileceğimiz bir seriyi önereceğim. Kitap ve çizgi roman önerdiğimiz diğer tüm yazılara buradan ulaşabilirsiniz.

Kitap veya çizgi roman önerdiğimiz bu seride çok bilinmeyen eserleri önerme gibi bir kaygımız yok. Zaten bir kitap veya çizgi roman iyiyse anında popüler oluyor. Bu yüzden önereceğimiz kitaplar veya çizgi romanlar; yeni çıkmış olanlardan, değeri bilinmeyenlerden ya da önerdiğimiz sırada okumanızın mantıklı olacağı (Örneğin Dune filmi öncesi, Dune serisini okumak gibi.) eserlerden oluşacak. Özellikle çizgi roman önerilerinde; bir seriyi önermek yerine, tek cilt ile okuyup bitirebileceğiniz veya okumadan önce ekstra bilgiye sahip olmanıza gerek olmayanları önereceğiz. Son kıstasımız ise bu önerilerde sadece fantastik, bilim kurgu veya korku türündeki eserler olacak. Şimdi önerdiğimiz esere geçelim.

Çizgi Roman Önerisi: Sandman
 
 
Sandman, 1986 ve 1996 yılları arasında yayınlanan toplam 10 ciltten oluşan, DC’nin önce Vertigo denilen sonradan DC Black Label denmeye başlanılan evrenine ait bir kahraman. Yaratıcılığını ise fantastik eserlerin en önemli isimlerinden biri olan Neil Gaiman yapıyor.

Normalde bu satırda önerdiğim yapımın konusundan bahsederim. Ancak Sandman’in bahsedecek tam bir konusu yok. Sandman’in en iyi olduğu taraf da sanırım bu. Sandman, Sonsuzlardan biri olan Morpheus yani Rüya’nın etrafında şekillenen bir çizgi roman. Ya da Düşler Lordu da diyebiliriz. Ancak dediğim gibi Sandman çizgi roman serisi Morpheus’un hikayesini anlatmıyor, Morpheus’un etrafında şekillenen bir hikâyeyi anlatıyor.
 
 
Sandman serisi genel olarak hikayelerden oluşan bir seri. Genel olarak arka planda Morpheus’un kardeşleri ile yani diğer Sonsuzlar ile arasındaki ilişki ve Sandman’in içerisinde bulunduğu diğer durumlar işlense de dediğim gibi bunlar tamamen arka plan hikayesi. Genelde hikayelerin ana kahramanı Morpheus olmuyor. Morpheus hikâyenin bir yerinde mutlaka olaya dahil oluyor, ancak asıl hikâye ve olaylar başka karakterlerin üzerinde şekilleniyor. Bu da neredeyse her bölümde farklı karakterlerle tanışmanız anlamına geliyor. Peki her hikâyede farklı bir karakter ile karşılaşmanın, onu tanımanın ve sonrasında unutmanın Sandman serisine nasıl bir etkisi var?

Bu kadar fazla karakterin “ana karakter” olarak hikâyeye sürekli eklenip çıkartılıyor olması, normalde pek de hoş karşılanacak bir şey değil elbette. Ancak Sandman’de bu durum çok güzel yedirilmiş. Bize Sandman’in var olduğu bir dünyayı değil, var olan dünyadaki Sandman’in durumunu anlatmaya çalışmış bu seri. Yani çok normal bir adamın çok normal bir hikayesi başlıyor ve herhangi birinin başına gelebilecek herhangi bir olaydan sonra işler değişiyor, sonrasında da Morpheus yani Düşler Lordu olaya dahil oluyor.

Dediğim gibi Morpheus’un ana karakter olduğu bölümler de var ve gerçekten bu bölümler muazzam. Bu kadar az yer verilmesine rağmen, kendisine karşı bu kadar duygu beslediğiniz bir karakter daha sanırım yok. Morpheus’un kişisel hayatı, maceraları ve ailesi ile olan ilişkisi derken birçok olaya girip çıkıyorsunuz. Bir de elbette Morpheus’un bir ara sadece uğradığı hikayeler var. Bu tarz hikayeler neredeyse her ciltte var. Şimdiden söyleyeyim, bazı hikayeler sizi biraz sıkabilir. Ancak şundan da emin olun, o hikâye sıktıysa aşık olacağınız başka bir hikayede gelmek üzere demektir. Örnek vermek gerekirse, 3 arkadaşın dahil olduğu hikâyenin olduğu ciltte biraz sıkılmıştım, ancak 8. cilt hayatımda okuduğum en iyi şey olabilir. Ayrıca tek hikâye gelen karakterler, bir daha hiçbir zaman görünmüyor da değil, mutlaka başka bir yerde adı geçiyor veya görüyorsunuz. Yani bir şekilde hikâyeye bağlanıyor.
 
 
Hikâye kısmından bahsederken son olarak da DC Black Label karakterlerinden bahsetmem lazım. Morpheus, DC evrenine ait bir karakter aslında evet. Yani Batman’in adı geçmese de göndermesi yapılıyor ya da Martian Manhunter’ı direkt olarak görebiliyorsunuz. Ancak şahsen seride en sevdiğim bölümler DC Black Label’ın diğer ana karakterlerinin geldiği bölümler. Onlar kim derseniz en tanınan iki tanesini söyleyeyim: Lucifer ve Constantine. Özellikle Lucifer ve Morpheus’un uzun bir hikayesi var ki gerçekten muazzam.

Şu ana kadar anlattığım her şey hikâyenin nasıl olduğu ile ilgiliydi. Bir de teknik açıdan bahsedilmesi gerekiyor açıkçası. Hikayeler konusunda hiçbir zaman tutarsızlık veya beğenmeme gibi bir durum söz konusu değil. Sadece ilginizi çekmeyen hikayelere bulunabilir o kadar. Çünkü Neil Gaiman, Sandman için DC ile anlaştığında, başka hiçbir yazarın müdahale etmemesi ve dahil olmaması konusunda kesin bir madde sunmuş. Bu yüzden ara ara yardımcı yazarlar gelse de tüm kontrol her zaman Neil Gaiman’ın elinde. Aslında bu böylesine büyük bir evren ve seri için kötü bir karar. Ancak bu kararın olumlu olmasını da yine Neil Gaiman kendisi sağlamış. Usta yazar Stephen King’in Sandman ve Neil Gaiman hakkında bir sözü var: "Neil Gaiman hikâyelerle dolu bir hazine sandığı ve elini hangi işe atsa biz kârlı çıkıyoruz.". Gaiman’ın zihninde gerçekten birbirinden farklı ve kaliteli hikayeler bulunuyor belli ki. Bunları da o kadar güzel yedirmiş ki Sandman evrenine. Gerçekten iyi ki tek bir yazardan çıkmış. Her hikâye ayrıca bir serisi yazılabilecek kadar detaylı ve özgün.
 
 
Çizim anlamında ise genel olarak biraz karmaşık, ancak detaylı bir çizim tekniği kullanılmış. Seri boyunca birçok sanatçı bu konuda yardımcı olmuş. Genel olarak çizimler ve tasarımlar muazzam seviyede. Ancak bu kısımda mutlaka bahsedilmesi gereken bir nokta var, o da karakter tasarımları. Moprheus ve altı kardeşinin tasarımları gerçekten muazzam, elbette Neil Gaiman’ın tasviri üzerine çizerler karakterleri yaratıyor. Ancak bu çizimler o kadar başarılı ki sadece tasarımlara bakarak bile nasıl kişiliklere sahip olduğunu anlayabilirsiniz. Örneğin; Morpheus’un sadece konuşması değil, görüntüsünden de melankolik biri olduğu rahatlıkla anlaşılıyor. Ya da karakter tasarımlarını geçelim. Soyut diyarların sahibi olan 7 farklı karakter var. Her kardeşin kendi diyarı veya güçleri sadece çizimlerle ve konuşma balonları ile aktarılmış. Sonuçta ana karakter Rüya Lordu ve rüyaların ne kadar sınırsız yerler olduğunu siz kendi rüyalarınızdan bile tahmin edebiliyorsunuzdur. Bu seride çizimlerle cümlelerle hem anlatılması gereken şey net bir şekilde anlatılmış hem de hayal gücünüzü kullanmanız için önünüz sonuna kadar açılmış.

Daha önce Neil Gaiman okudunuz mu bilmiyorum, ancak kendisi biraz melankolik bir insan, aynı Moprheus gibi. Zaten görünüm olarak benziyorlar ve Gaiman da bu durumu onaylıyor. Kendisi daha önce birçok eser yarattı ya da yaratılmış olanlara kısa bölümler yazdı, Doctor Who bölümü yazması gibi. Daha önce yazdığı eserlerde de her zaman melankoli havası bulunuyor ve bu Sandman serisinde çok daha fazla. Ancak nedense bu seride bu ağır melankoli rahatsız etmiyor. Özellikle ben çok rahatsız olurum bu tarz melankoliden, ancak Morpheus’un karakterine alıştığımdan mı bilmiyorum ama hiç rahatsız olmadığım gibi yer yer hoşuma da gitti.
 
 
Bu seriyi okumadan önce herhangi bir şeyi daha önceden okumuş olmanıza gerek yok. Hatta Vertigo evreninin aşağı yukarı nasıl olduğunu da size güzelce açıklayan bir seri ki şahsi olarak Vertigo evreni en başarılı bulduğum evrendir. Ayrıca oldukça olgun da bir seri. Yani bu yüzden en azından +18 bir yaşta olmanızı tavsiye ederim. Bu sınırı sadece ağır veya uygunsuz şeyler var olarak söylemiyorum ki zaten uygunsuz şeyler yok. Kullanılan dil ve olaylar çok ağır. Ancak yaşı büyük olan da herkese mutlaka öneriyorum. Bu kısımda hatta Patrick Rothfuss’tan bir alıntı yapıp "Çizgi roman okuyup okumamanız umurumda bile değil ama bu seriyi kesinlikle okumalısınız." diyeceğim.

Şu anda ülkemizde 10 sayısı da İthaki Yayınları’nın bastığı haliyle bulunuyor. İlk 8 cildinin temini kolay olsa da son 2 cilt biraz zor bulunuyor. Ayrıca şu anda Netflix üzerinde de Sandman’in bir dizisi yapılıyor. Dizi yayınlanmadan önce mutlaka bir okuyun derim, Neil Gaiman genelde dizilere el atınca serileri biraz bozuyor çünkü. Eğer şans yüzümüze gülerse ve dizi güzel olursa ne mutlu bize. Ama dizi damağımızda kötü bir tat bırakırsa diye siz önden Sandman’i okuyun ki aslında güzel bir yapım olduğunu unutmayın.
 

İlgili İçerik Oyunun Künyesi
Kitap ve Çizgi Roman Önerisi Platformlar: PC Geliştirici: Bölüm Sonu Canavarı Dağıtıcısı: Bölüm Sonu Canavarı Tür: bilim kurgu macera Çıkış Tarihi: 8 Ekim 2009
Künyenin Tamamını Görüntüle Yorumlar 1 Forumda Görüntüle
Yorum Yaz Forum Arayüzünde Yanıtla

Aşağıdaki formu kullanarak yorum yapabilirsiniz..

Üyelik Durumu Üyeyim Üye Değilim E-posta

Diğer Haberler
Kasım Ayının Ücretsiz PlayStation Plus Oyunları Erişime Açıldı 05 Kasım Persona Serisinin Güncel Satış Sayısı Açıklandı: 23,5 Milyon Adet 05 Kasım Empire of the Ants'ın Xbox Konsol Performansı Ortaya Çıktı 05 Kasım Call of Duty: Black Ops 6'nın İlk Sezonu Üç Yeni Haritayı Getiriyor 05 Kasım The Elder Scrolls: Legends Oyunculara Veda Ediyor 05 Kasım
Forumdan Konular
DH'den Haberler