Özellikle bilgisayar oyuncuları için en önemli firmaların başında gelen
Valve, Steam gibi bir sistem ile de sektörün en büyük firmaları arasında gösteriliyor. Bildiğiniz gibi firmanın bu kadar büyümesindeki en önemli etken Half Life serisi. Sektörün mihenk taşlarından biri olan
Half Life serisi dışında Valve firması Team Fortress, Left 4 Dead ve Portal gibi oyunlarında arkasındaki isim. Her ne kadar oyuncular büyük bir merakla
Half Life 2: Episode 3'ü beklese de Valve özellikle bu dönemlerde bu saydığım diğer oyunlara fazlasıyla yoğunlaşmış durumda. Özellikle ön incelememizin konusu da olan Portal 2 için firma oldukça umutlu. Hatta oyun için yapılan bir çok lansmanda "
Portal 2 firmamızın en iyi oyunu olacak" gibi iddialı açıklamalardan da kaçınmıyorlar.
Peki nedir Portal'ı bu kadar özel kılan şey? 2007 yılında Orange Box paketi içerisinde yer alan Portal çıktığı dönemde büyük bir etki yaratmayı başarmıştı. Eminim bir çok oyun sever gibi bu etkinin karşısında Valve'de şaşkına dönmüştür. Çünkü basit bir oynanışa sahip olan oyun atmosferi ve zekice kurgulanmış bulmacaları ile bir çok kişiyi kendine hayran bırakmayı başarmıştı.
Valve'nin eskimeyen grafik motoru
Source'un hala neler yapabildiğini göstermek amacıyla kurguladığı Portal, adeta kendi küllerinden doğarak firmanın en önemli yapımları arasına da girmeyi başarmıştı. Portal'da Chell adlı bir karakteri yönetiyorduk. Büyük bir deneyin parçası olan Chell oyunun belli bir noktasından sonra bu deneyden kaçmayı başarıyor ve çok daha büyük bir maceraya da ilk adımını atıyordu. Birazdan gelişmiş haline de değineceğim Portal silahı sayesinde Glados adlı yapay zekayı yeniyor ve oyun ile özdeşleşen
"Still Alive" şarkısının melodilerine kendimizi kaptırıyorduk. Şarkı sözleri ve sonraki mesajlar ise herşeyin daha yeni başladığının ufak bir habercisi olmuştu. Çünkü herşey aslında bir yalandan ibaretti.
Portal'ın kafa karıştırıcı bir şekilde bitmesinden sonra ise tabi ki ortaya bir çok teori atıldı. Hatta Half Life ile de bağlantılı olan oyunun sonu için
Chell'in Gordon Freeman ile karşılaşabileceğine dair teoriler bile yayılmıştı. Tüm bu teorilerden sonra Portal 2'nin duyurusu geldi. Ve evet ikinci oyunda sürprizler olacağına kesinlikle inanmamıza rağmen oyunda gene Glados ile uğraşacağız gibi gözüküyor.
Portal 2, ilk oyundan yaklaşık yüz yıl sonrasında geçecek. Ana karakterimiz ise gene Chell. Tabi bu durumun oyunun hikayesi çerçevesinde mantıklı bir açıklama ile oyunculara aktarılacağını düşünüyorum.
Aradan geçen yüz yıl, ilk oyunda sıkışıp kaldığımız Aperture Centure'yi tabi farklı bir hale getirmiş olacak.
Genelde yıkık dökük bir görünüme sahip olan Aperture Centure’de yepyeni mekanlar dışında oyun boyunca yepyeni bulmacalar ve teknolojiler ile de karşılaşacağız. İlk oyunda cillop gibi olan mekanlar Portal 2’de ise terk edilmiş bir hava ile karşımıza çıkacak. Yapıların arasından çıkan otlar, hatta büyük ağaçlarla bile karşılaşacaksınız. Kısacası Glados’un tekrar düzene soktuğu Aperture Centure’de daha büyük bir testin başrolü olacağız.
Gelelim Portal 2’nin yeniliklerine.. Öncelikle oyundaki en büyük yardımcımız olan portal silahı, (
Aperture Science Handheld Portal Device) gene en büyük özelliği olan portal açma özelliği ile yardımımıza koşacak. Öncelikle mekan tasarımları artık yıkık dökük bir şekilde karşımıza çıkacağı için bazı anlarda sürpriz sahnelerle de karşılaşabileceğiz. Diyelim dar bir koridorda duvara bir portal açtınız. Hemen karşı duvardaki metal kaplalar yerinden sökülüp akıma kapılabilecek ve arka kısımda ekstra bir mekan veya geçmemiz gereken bir bulmaca ile karşılaşabileceğiz.
Silahımızın en büyük yeniliği ise
Excursion Funnel olacak. Oyundaki bazı bulmacalarda da karşımıza çıkan bu özellik, silahımıza muhtemelen ilerleyen bölümlerde eklenecek.
Excursion Funnel sayesinde yerçekimine meydan okuyan bir güç dalgası açabileceğiz. Ateş ettiğimiz yöne doğru açılan bu geçit, ayaklarımızı da yerden kesmiş olacak. Oyundaki bir diğer yenilik ise
Aerial Faith Plates noktaları olacak. Adından da anlaşılabileceği gibi bu noktalara geldiğimizde
yerdeki mekanizma sayesinde ulaşamayacağınız noktalara zıplayabileceksiniz. Bazen küpleri de kendiniz ile birlikte bu noktalara sürüklemeniz gerekebilir.
İlk oyunda olduğu gibi kapıları açmak için gene küplere ihtiyacımız olacak.Yapımcılar tüm bulmacalarda olduğu gibi küplerimizde de bazı değişikliklere gitmiş. Gene düğmelere ağırlık vermek için kullanacağımız bu küplerden bazılarında ekstra bir özellik daha yer alıyor.
Thermal Discouragement Beam adlı bu özelliğimiz ile birlikte bazı bulmacaları çözerken ışınları kullanmamız gerekecek.
İşte bu ışınları istediğimiz yere yönlendirmek içinde “yansıma kürü” de denen bu küplere ihtiyacımız olacak.
Oyundaki belkide en farklı yenilik ise karşılaşacağımız renkli, jel görünümündeki sıvılar olacak. Mavi renkte olan Repulsion Gel sayesinde zıplayabilecek veya turuncu renkteki Propulsion Gel sayesinde ise hızlıca yerde süzülebileceksiniz. Örneğin geçmeniz gereken yerde sıralı pres makineleri bulunuyor. Yolunuzda ise Propulsion Gel var. Geriden hızınızı alıp jelin üzerine geldiğinizde çok daha hızlanarak pres makinelerinin arasından sıyrılabileceksiniz.
Saydığım bu tip özellikler dışında çevre unsurlarından da yararlanmamız gerekiyor. İşte bu noktada karşımıza
Pneumatic Diversity Vent adı verilen hava kanalları koşuyor. Bu hava kanallarının içerisine bıraktığınız her şey çıkış kısmına kadar son hız ile ilerliyor. Saydığım tüm bu özellikler tek başına gerçekten basit birer özellik gibi geliyor. Fakat bu özellikleri kavradığımızda bizi oldukça zorlayan bulmacalar ile karşılaşacağız. Yani turuncu jel ile hızlanıp pres makinelerinden kaçarak havaya sıçrayacak, yere çakılmamak için havadayken portallar açacağız. Tabi tüm bu özellikleri komplike bir şekilde kullanırken kapıları açmak için kullanacağımız küpleri ve size ateş eden robotları da hesaba katmanız gerekecek.
Portal’ı oynayan hemen hemen her oyuncu eminim aklından “
keşke co-op modu da yer alsaydı” demiştir. İşte ikinci oyundaki beklide en eğlenceli kısımlardan birisi de co-op modu olacak. Zira co-op modu için yayınlanan tanıtım videolarında bile oldukça eğlenceli ve komik sahneler ile karşılaşıyoruz.
Öncelikle bu co-op modunun oyunun ana hikayesinden farklı bir işleyişe sahip olacağını belirtmeliyim. Üstelik Chell yerine iki robota yer verilmiş. Biri uzun diğer ise kısa ve bodur olan bu iki robot nedense bana Edi ve Büdü’yü hatırlatıyorlar.
Oyunun yapım ekibi co-op modu için “iki oyuncuyu da yardımlaşmaya ve beraber düşünmeye zorlayacağız” açıklamasını yapmışlardı. Yani bulmacaları geçmek için ikili takım halinde ilerlemeniz gerekecek. Ayrıca split screen özelliğine de yer verilecek olması aynı konsoldan oynayacaklar için oldukça iyi bir haber.
Portal 2’nin ilk videolarından itibaren büyük bir grafiksel gelişim geçirdiğine şahit olmuştuk. Zaten fizik konusunda oldukça başarılı olan Source grafik motoru ikinci oyunda çok daha iyi kaplamalar ve atmosfer ile karşımıza çıkacak. Oyunun grafiklerinde beni etkileyen bir diğer nokta ise jel görüntüleri oldu. Yazının başında da yer verdiğim renkli jeller bazı anlarda bardaktan boşalırcasına karşınıza çıkacak. Oyunun videolarındaki bu görüntü sanki bir animasyon filmindeki efektler gibi bir görünüm sergiliyor. Portal 2 eminim grafikleri kadar ses ve müzikleri ile de ön plana çıkacaktır. Açıkçası ilk oyundaki
“Still Alive” parçasını eminim tüm oyuncular tekrar oyunda duymak isteyecektir. Buna rağmen ikinci oyun için sürpriz bir parça daha çıkabileceğini düşünüyorum. Ayrıca
Stephen Merchant’in seslendirdiği ve oyunun kilit noktalarında yardımımıza koşacak olan
Wheatley adındaki bir robot kameranın bu yönden oyuna bir renk katacağını düşünüyorum.
Sonuç olarak Portal 2 ilk oldukça iddialı bir şekilde karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Valve’nin açıklamaları ve gösterilen videolardan da bu iddialı durumu çıkarmak mümkün.