Detroit: Become Human - İnceleme

26.07.2023 11:04 Mehmet Tandoğan

 
 
Quantic Dream tarafından geliştirilen ve oyunculara sunulan seçim odaklı hikaye tabanlı Detroit: Become Human bizlere gayet güzel sinematik bir deneyim sunuyor. Oyun içerisinde farklı farklı karakterleri elimize alıyor ve bu karakterlerle beraber gidişatı değiştirebiliyoruz. Oyunda Android ve insanların bir arada yaşadığı bir dünyada yer alıyor ve bu dünya içerisinde kendi yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Yılların 2038'i gösterdiği oyunda teknoloji üst seviyeye ulaşmış ve Androidler artık burada yapay zeka ile beraber harmanlanmış durumda. Üstelik bu Androidler gün geçtikçe yeni bilgiler edinmeye ve kendi düşüncelerini oluşturmaya başlama evresinde.
 
İşte biz de tam bu noktada kontrolü elimize alıyor ve Androidlerin artık bir düşünce yapısı oluşturmaya başladığı anda nelerle uğraştıklarını ve nasıl bir savaş verdiklerini öğrenebiliyoruz. Oyun içerisinde genel olarak bu Androidler insanlığa hizmet etmesi açısından görevlendiriliyor ve bu görevlendirme esnasında da elbette insanların zorba bir şekilde bu androidlere davrandığını görebiliyoruz. Her ne kadar Android de olsa elbette herkese iyi davranmak durumundayız. Dolayısıyla bu oyunda da gayet güzel bir hikaye oluşturulmuş ve yer yerde duygularımıza hakim olamadığımız anlar yer alıyor.
 
Oyunda üç farklı karakterle beraber oynuyoruz
 
 
 
Android ve insanların bir arada yaşadığı bir dünyada yer aldığımız oyun içerisinde üç farklı Android karakterini kontrol ediyoruz. Bu karakterlerin her birinin kendine ait özellikleri ve görevleri bulunuyor. Elbette oyun içerisinde farklı farklı Android modelleri yer alıyor ve bu Android modellerinin her birinin farklı bir görev için üretildiğini görebiliyoruz. Bu farklı görevlendirmeler esnasında biz de üç farklı model olan Kara, Connor ve Markus adlı androidleri kontrol ediyoruz. Oyun içerisinde yer yer bu Androidler arasında geçiş yapıyor ancak istediğimiz zaman ne yazık ki bu geçişleri sağlayamıyoruz. Çünkü sinematik bir anlatımdan dolayı bu geçişler tamamen hikaye kapsamında gerçekleşiyor ve biz de bu hikayeyi bizzat deneyimleyebiliyoruz.
 
Detroit: Become Human içerisinde bölüm bölüm ilerliyor ve her bölüm içerisinde yapmamız gerekenler bizlere sunuluyor. Elbette aldığımız görevleri en iyi şekilde yerine getirmek ve seçimleri de kendi düşüncelerimize göre yapmak oldukça önemli. Çünkü oyunda yaptığımız hamleler gidişatı bir hayli değiştiriyor ve bu kapsamda bizlere en az zarar verecek şekilde bir düşünce yapısına girmek gerekiyor. Yukarıda da bahsettiğim gibi üç farklı Android ile beraber ilerliyor ve bu Androidlerin kaderlerini bizzat değiştirebiliyoruz.
 
 
 
Kara adlı karakter hizmetçi bir android olarak karşımıza çıkıyor ve bu kapsamda hem ev işlerini hem de çocuk bakımını üstleniyor. Daha çok hizmetçi olarak karşımıza çıkan bu Android elbette insanlar tarafından hor kullanılıyor ve kötü davranılıyor. Dolayısıyla biz de burada ilk etapta Kara’nın kaçış planlarını oluşturmaya başlıyor ve ilk Android yapay zekasının gerçek bir insan gibi düşünebildiğini Kara aracılığıyla deneyimleyebiliyoruz.
 
Diğer taraftan Connor adlı Android, polis bir karakter olarak karşımıza çıkıyor ve bu Android farklı farklı olaylara dahil edilerek soruşturmaları yürütüyor, olay yerini inceliyor ve çatışma durumlarında polis ekiplerine yardım ediyor. Zor bir görev üstlenen Connor adlı bu Android elbette ilerleyen zamanda çok fazla kötü durumda karşılaştığından dolayı kendi duygularını yavaş yavaş şekillendirmeye başlıyor. Bu düşünce yapısıyla beraber artık Android'lerin canına kıyıp kıymama konusunda tereddütlere giriyor. Elbette oyun içerisinde hangi karakteri öldürebileceğimiz ve hangi karakterin ise yaşayabileceğini seçmek tamamen bize bırakılıyor. Dolayısıyla Androidlerin aslında duygularının olması ve duygularını göstermesi biraz da bizim seçimlerimizle beraber ilerliyor diyebilirim.
 
 
 
Son olarak da Markus adlı Android sanattan anlıyor ve zengin bir malikanede yaşayan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Oyun içerisinde en mütevazi başlangıca sahip Android Markus diyebiliriz. Sanatçı bir kişiliğe sahip yaşlı bir karakterin hizmetini üstlendiğimiz Markus’la  beraber işlerin yolunda gitmediğini ve bu yaşlı karakterin oğlunun bizlere musallat olduğu bir ortamda kendimizi buluyoruz. Elbette oğluyla beraber içli dışlı olduktan sonra gidişat tamamen değişiyor. Bu olayların akabinde Markus, büyük bir önder ve lider olma yolunda ilerliyor. Sanatçı kişiliğinden taviz vererek de büyük bir isyanın başlangıcını körükleyen bu Android ile kendimizi duygusal çatışmanın içerisinde buluyoruz. Ayrıca insanlığa düşman olup olmama durumu da bu karaktere bağlı.
 
Seçimler gidişata etki ediyor
 
 
 
Quantic Dream tarafından geliştirilen oyunları siz de biliyorsunuz ki hem sinematik bir deneyim hem de seçim odaklı bir yapı bizlere sunuluyor. Bu oyunda da oldukça fazla seçim karşımıza çıkıyor ve her seçimin sonucu ile beraber karşılaşabiliyoruz. Oyun içerisinde yer alan bu Androidlerin yaşayıp yaşamayacağı tamamen bizim elimizde bulunuyor ve oyunun sonunda ise eğer tüm karakterler yaşıyorsa ona göre bir başarı elde edebiliyoruz. Elbette bizim de amacımız oyundaki tüm bu karakterleri ve yanımızda bulunan arkadaşlarımızı hayatta tutmak ve ona göre bir seçim planı oluşturmak.
 
Detroit: Become Human’ı diğer oyunlardan ayıran özellik gerçekten de çok fazla gidiş yolunun bulunması ve her seçimle beraber olayların tamamen farklı bir hal almasından geçiyor. Dolayısıyla oyunda yaptığımız her bir küçük hamle ve detay bizim gidişatımızı büyük oranda etkiliyor ve kendimizi bir anda yaptığımız seçimin sonucu ile beraber karşılaşırken bulabiliyoruz. Haliyle oyunda yaptığımız bu seçimleri gerçekten de o andaki hissiyatla beraber seçmek ve hangisinin iyi geleceğini düşünüyorsak ona göre bir yorumlama yapmak oldukça önemli.
 
Grafik ve animasyonlar
 
 
 
Oyundaki grafik ve animasyonlara gerçekten de diyecek bir şey yok çünkü sinematik bir anlatım olduğundan ve oynanış kısmının sınırlı olmasından dolayı güzel bir görüntü bizleri bekliyor. Oyunda yer alan karakterler ve Androidler gerçekten de güzel bir şekilde modellenmiş durumda ve yaptığı hareketlerden konuşmasına kadar oldukça gerçekçi bir yapı bizlere aktarılıyor. Hem etrafın ve atmosferin görüntüsü hem de karakterlerin hareketleri ve yüz- minikleri oldukça gerçekçi bir şekilde karşımıza çıkıyor ve bu kapsamda da gerçek bir dizi veya filmi oturup izliyoruz şekilde hissedebiliyoruz. Dolayısıyla oyunun grafikleri bir hayli tatmin edici diyebilirim.
 
Optimizasyon sorunu
 
 
 
Oyunu şu anda deneyimlemek ve üst düzey bilgisayarlarda oynamak isteyenler için bazı noktalarda büyük optimizasyon sorunlarıyla beraber karşılaşabiliyoruz. Eğer böyle bir sorunla karşılaşıyorsanız ekran kartınızın sürücü kısmında bir değişikliğe gitmeniz gerekiyor. Oyunda eğer Ara ara takılmalar yaşanıyorsa ve FPSs'in 1'lere kadar düştüğünü görüyorsanız aşağıdaki birkaç adımı uygulayabilirsiniz.
 
Eğer oyun çöküyorsa AMD kullanıcıları 22.11.2 ekran kartı sürücüsünü yükleyebilir. Eğer AMD ve NVIDIA tarafında ara ara 1 FPS’e kadar düşüyorsa mevcut ekran kartı sürücünüzün eski sürümünü indirebilir ve deneyebilirsiniz. Bu konuda forumlarda gerçekten de detaylı anlatımlar bulunuyor ve kullanıcılar çeşitli yorumlarda bulunabiliyor.
 
Bölüm bölüm ilerleme
 
 
 
Oyun bizlere kısım kısım olarak hikayelerini aktarıyor ve her kısım içerisinde farklı karakterle beraber ilerlemeye koyuluyor ve farklı bölgelere doğru adım atabiliyoruz. Oyun içerisinde atıldığımız bu macerada gerçekten de güzel bir deneyim elde ediyor ve farklı bölgelerin atmosferinden de faydalanabiliyoruz. Atıldığımız bu bölgelerde etrafı araştırabiliyor, çeşitli dergilere ulaşabiliyor ve etkileşime geçebileceğimiz kısımlarda ise bu nesnelerle beraber etkileşim geçerek ne işe yaradığını öğrenebiliyoruz veya bu nesneyi kullanmak gerekiyorsak
kullanabiliyoruz.
 
Oyunda karşımıza farklı karakterler çıkıyor ve bu karakterler arasında istediğimiz şekilde diyaloglara girebiliyor ve gidişatımızı da bu karakterler ile değiştirebiliyoruz.
 
Bir görevi yapmak için farklı yollara başvurabiliyoruz
 
 
 
Detroit: Become Human oyununda oldukça fazla seçimin olduğundan bahsettik ve elbette bu seçimlerin görevler içerisine de yansıdığını söyleyebilirim. Çünkü oyun içerisinde bizlere bir görev verilmişse bu görevi sadece bir şekilde değil farklı farklı şekillerde yerine getirebiliyor ve bu görevleri de kendi seçimlerimizle beraber tamamlayabiliyoruz. Örneğin Kara ile atıldığımız bir bölümde geceyi geçirecek bir yer bulmak için bölüme başlıyoruz. Bölüm içerisinde üç farklı kısımda geceyi geçirebiliyor ve buradaki seçimler de tamamen bize ait oluyor. Bu bölümde istersek bir otel odasında istersek terk edilmiş bir arabada istersek de terk edilmiş bir evde geceyi geçirmeye çalışabiliyoruz. Buradaki kalma durumu yapacağınız hamlelere göre değişkenlik gösteriyor ve kalacağınız yere bağlı olarak da hikayenin gidişatı değişebiliyor diyebilirim.
 
Bu bölümde istersek gece açık olan market içerisine girip bir miktar para çalarak otel odasında bir gece geçirebiliyor veya direk olarak hiçbir yere bulaşmayarak terk edilmiş araba içerisinde yatabiliyor veya son olarak da terk edilmiş bir evin çevresinde dolanarak giriş yerine ulaşabiliyor ve burada farklı bir Android ile karşılaşarak eğer onunla anlaşabilirseniz bu terk edilmiş evde geceyi geçirebiliyorsunuz. Oyun bu seçimlerle beraber gerçekten de bizlere hem özgürlük anlamında hem de gidişat anlamında oldukça geniş bir detay sunuyor. Bu durum da oyuncular tarafından beğenilen bir özellik olarak karşımıza çıkıyor.
 
Her olayı Androidlerin gözünden görüyoruz
 
 
 
Oyunda yukarıda da bahsettiğim gibi kontrol ettiğimiz her bir karakter Android olarak karşıma çıkıyor ve insanlığın içerisinde bulunduğu duruma göz attığımız zamanda Android'lerin artık fabrikasyon ürünü olduğunu ve hızlı bir şekilde üretildiğini görebiliyoruz. Burada insan olup olmamak tamamen bizim elimizde bulunuyor ve elbette buradaki insanlık ve Androidler arasındaki çekişmeyi hissedebiliyoruz. Burada bulunan çekişme büyük oranda insanların otoritelerinin sarsıldığı noktada başlıyor ve artık insanların iş bulamadığı ve sosyal statünün bozulduğu bir durumda Androidlerin düşman olarak görüldüğü bir ortamda bulunuyoruz. Dolayısıyla bu oyun içerisinde gerçekten de güzel bir düşünceden ve ileride karşımıza gelebilecek bir durumdan bahsedilmiş.
 
Androidlerle insan olmak
 
 
 
Detroit: Become Human içerisinde elbette bu Androidlerin fark farklı yetenekleri bulunuyor ve bu yeteneklerinden büyük oranda faydalanabiliyoruz. Örneğin Connor adlı dedektif karakterle beraber istediğimiz şekilde Android'lerin bilinç altına girebiliyor ve onların yaşadığı olaylar hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Yine Androidler arasında bellek aktarımı bulunuyor ve ne yaşadıklarını ve ne bildiklerini bu kapsamda kolay bir şekilde öğrenebiliyoruz. Doğru bir şekilde kullanıldığında insanlık açısından faydalı olan bu Androidler ileride yapay zekalarını tamamen yeni bir düşünceyle bağdaştırıyor ve bu kapsamda insan olma ve kendi düşüncelerini oluşturma yoluna gidebiliyor. Dolayısıyla burada yaptığımız seçimlerle beraber Connor adlı Android'in kaderi tamamen bizim elimizde bulunuyor ve bu kapsamda ise bu karakteri istersek Android olarak istersek de artık kendi düşüncesini oluşturmuş ve insan modeline doğru geçiş yapmış bir karakter olarak bırakabiliyoruz.
 
İnteraktif bir deneyim olduğundan dolayı oynanış kısımları sınırlı
 
 
 
Elbette birçok oyuncuya hitap etmeyen yapısı ile karşımıza çıkan bu oyun günümüzde hala oynanan ve oyuncular tarafından sevilen bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. İnteraktif bir deneyim sunduğundan dolayı oyun içerisinde bir dizi veya film izliyor gibi ilerliyor ve yer yer de karakterlerin kontrolünü elimize alabiliyoruz. Elbette bu karakterlerin kontrolünü elimize aldığımız kısımlar oldukça sınırlı bir şekilde karşımıza çıkıyor ve burada da çok fazla ileriye gitmeyerek ve mevcut bölgeyi araştırmak koşuluyla gezinmeye başlıyoruz. Elbette bu kısımlarla beraber bazı oyuncuların sıkıldığını görebiliyor ve bu tarz oyunlardan birçok oyuncu hoşlanmayabiliyor. Bu çok doğal bir durum ve bazı oyuncular tamamen oyundaki tüm karakter kontrolünün bizim elimizde olmasını ve bu kapsamda ise tam kontrolü almak istiyor. Ancak bu oyun bizlere tamamen sinematik bir deneyim sunuyor ve karşımıza çıkan seçimlerle beraber de oyundaki gidişatı etki edebiliyoruz. Dolayısıyla eğer bu tarz oyunlardan hoşlanmıyorsanız bu oyun da hoşunuza gitmeyecek diyebilirim. Ancak sinematik bir deneyimden hoşlanıyorsanız ve yapacağınız seçimlerle beraber dünyayı şekillendirmek istiyorsanız bu yapım tam size.
 
QTE anları
 
 
 
Birçok sinematik deneyim sunan oyunda olduğu gibi bu oyunda da hızlı zaman olayları bulunuyor. Peki nedir bu hızlı zaman olayları; Oyun içerisinde yer yer aksiyon anları bulunuyor ve bu aksiyon anlarında doğru zamanda doğru şekilde tuşlara basmamız gerekiyor. Eğer bu tuşları kaçırırsak bu karakterin ölümüyle veya yere düşmesiyle beraber sonuçlanıyor. Bulunduğumuz noktada ir Android ile kapışıyorsak doğru zamanda doğru tuşlara basmamız gereken QTE anları başlıyor ve bu kısımda ise tuşları kaçırmamamız gerekiyor. Elbette oyunun zorluğuna bağlı olarak bu tuşların zorluğu ve çıkış zamanları değişkenlik gösteriyor. Eğer oyunu kolayda oynuyorsanız bu tuşları kaçırmanız oldukça zor olacak. Eğer zor oyun modunda oynuyorsanız tuşlar daha hızlı bir şekilde çıkıp sönecek. Dolayısıyla buradaki zorluğu tamamen siz kendiniz ayarlayabiliyorsunuz.
 
Kısaca toparlamak gerekirsek
 
 
 
Oyunu geçtiğimiz süreçte oynayıp bitirdim ve yaklaşık olarak 24 saati aşkın bir süre boyunca zaman geçirdim. Bu süreyi aşmamın sebebi oyundaki tüm başarımları elde etmek ve birçok noktada farklı sonlara ulaşmak. Elbette sizin oyunu süreniz bu kadar uzun sürmeyecek ve oyunu neredeyse yarı yarıya bir saatte bitirebileceksiniz. Ancak farklı sonları görmek istiyorsanız ve farklı başarıları elde etmek istiyorsanız oyunun belli noktalarına tekrardan geçiş yapmak durumunda kalabilir ve bazı başarımlar da ne yazık ki oyunun en başından oynanmasını gerektirebilir. Dolayısıyla bu tür durumlar oyunu oynama süresini uzatır ve belki de sıkılacağınız anlara geçiş yapabilirsiniz. Ancak oyunun tek seferlik bir deneyimi gerçekten de güzel bir içeriği bizlere aktarıyor diyebilirim.
 
Genel olarak toparlayacak olursak interaktif bir sinematik deneyim elde etmek istiyorsanız bu yapıma muhakkak bir göz atmak ve bir şans vermek isteyeceksiniz. Oyun içerisinde yaptığımız seçimlerle beraber gidişatı tamamen ve kökten değiştirebiliyor ve ara sıra çıkan küçük detaylar da gerçekten oyun içerisinde önem arz ediyor. Oyunda yukarıda da bahsettiğim gibi üç farklı Android karakter bulunuyor ve bu üç farklı Android karakterin kaderlerini bizzat biz belirliyoruz. İnsanlığın Androidlerle beraber tanıştığı ve Androidlerin seri üretime geçtiği bir dünyada kendi yolumuzu bulmaya çalışıyor ve hangi yolu seçmek istiyorsanız o yoldan ilerleyebiliyorsunuz. Türkçe dil desteğine sahip bu yapım şu anda Steam sayfası üzerinden 470 Türk lirasından satışta bulunuyor. Eğer oyunu almak istiyorsanız ve denemek istiyorsanız indirime girmesini bekleyebilirsiniz.

İlgili İçerik Oyunun Künyesi
Detroit: Become Human Platformlar: PS4 PC Geliştirici: Quantic Dream Dağıtıcısı: Bağımsız Tür: Adventure Çıkış Tarihi: 12 Aralık 2019
Künyenin Tamamını Görüntüle Yorumlar 2 Forumda Görüntüle
Yorum Yaz Forum Arayüzünde Yanıtla

Aşağıdaki formu kullanarak yorum yapabilirsiniz..

Üyelik Durumu Üyeyim Üye Değilim E-posta

Diğer Haberler
Red Dead Redemption 2 Ne Kadar Sattı? İşte Güncel Satış Sayısı 1 Saat önce Amazon'dan Yeni Bir Hamle: Mass Effect Dizi Oluyor 1 Saat önce Dragon’s Dogma 2, 3.3 Milyon Adet Sattı 1 Saat önce Death Stranding, 19 Milyon Oyuncuya Ulaştı 1 Saat önce STALKER 2: Heart of Chernobyl'in Geliştirmesi Tamamlandı 1 Saat önce
Forumdan Konular
DH'den Haberler