- Aman abi gözünü seveyim son hakkımız, dikkatli harca!
- Formdayım, çok formdayım. Haggarla ezerim kafalarını.
- Fazla motivasyon iyi değil, fazla motivasyon iyi değil! Hedefe kitlen yeter.
- Tamam oğlum, atsana jetonu artık başlasın. Ne kıymetli jetonmuş arkadaş.
- Haydi hayırlısı ile atıyorum, attım! Az jeton, çok iş! Birçoğumuzun çocukluğunun geçtiği
arcade salonlarının kilit lafı bu olsa gerek. Tek başına bir anlam ifade etmeyen ama arcade makinasi ile birleşince oyuncunun gözünden o an dünyanın en değerli nesnesi haline gelen
jetonlar, arcade salonlarının ve bir dönemin gençliğinin önemli bir hatırasıdır.
Yukarıdakine benzer diolaglara eminim ki yolu arcade salonlarına düşenler, az girmemiştir. Hatta yeni bir jeton almak için çıkışmayan paranın vermiş olduğu stres yüzünden arcade makinası başında heba olan insanları görmüşlüğüm de var. Bir dönem geçliğinin ayıla bayıla oynadığını, uğrana gözünü kırpmadan jeton harcadığı serilerden biri de şüphesiz ki,
Final Fighterdır. Kaçırılan kızının peşinden koşan bir baba, o kıza aşık genç bir delikanlı ve o delikanlılın şimdiki tabirle kankasını kontrol etmemize izin veren bu bol aksiyonlu oyun şimdi de orjinaline sadık kalma şartı ile konsollarımızın içinde jetonsuz bir şekilde hayat buldu.
Final Fight: Double Impact giriş yaptığımızda hoş bir süprizle karşılaşıyoruz. Sokağın bir köşesine konumlandırılmış arcade makinesi ve o makinenin yanına sıralanan menü seçeneklerini görmekteyiz. Güzel tasarlanan açılış ekranı buram buram kokan nostajik havası ile arcade salonlarını aşındırmış olanları hemen içine almayı başarıyor.
Ana menüde yeni oyun seçeneğini tıklayarak maceraya girmeden önce, dikkatinizi menüde ikinci sırada bulunan “ Jump In” yazısı çekecektir. Jump In modu sayesinde artık Jessica’yı yalnız kurtarma derdinden kurtulmuş oluyoruz. O an Final Fight oynayan herhangi bir kullanıcya bağlanıp, iki kişi olarak karşınıza gelen sopalı düşmanları tokatlamaya başlıyorsunuz. Eğer o an oynayacak kimse yoksa, tek kişilik modunuzu online girişlere açık bırakıp aksiyona başlayabilir ve bu sayede online olarak oynamak isteyen kullanıcıların oyununuza girmelerine fırsat tanımış olursunuz.
Final Fight’da bizleri yazının başında da belirtiğim gibi 3 farklı karakter bekliyor. Kaslı kolları, iri vücudu ve düşmanları bacak arasına sıkıştırıp yere çakmasıyla ünlü Jessica’nın babası Haggar, seri yumruklar ve tekmelerle donatılmış Jessica’nın sevgilisi Cody ve Cody ile benzer özelliklere sahip onun en sağlam dostu Guy. Her karakter ayrı özellikler ile donatılmış olsa da hepsinin karşılarına çıkan düşmanları rahatlıkla tokatlayabilecek bir yapıya sahip olduklarını söyleyebilirim. İlerleyişimiz sırasında tekme tokat dalmanın dışında düşmanlarımızın üzerlerinden düşen, kesici ve vurduğunda ağırlığından ötürü ses getirecek silahlara da kavuşuyoruz. Bunların bazılarını saymak gerekirse kılıç, bıçak ve demir su borularını söyleyebilirim. Özellikle keskin bıçakları kullanmak yerine direk düşmana doğru fırlatmak, çok daha fazla can götüren bir seri saldırı olarak yapımda sık kullandığımız bir yöntem.
Düşmanların üzerlerinden ve çevreden sadece kullanacağımız silahlar düşmüyor. Bunların dışında sağlık barımızı arttıran tavuk butu ve meyvenin yanı sıra, toplam puan seviyemizi arttırmaya yarayan altın külçeleri düşmekte. Ne kadar hızlı olabilirsek, düşmanlardan okkalı tokatlar yemeden, sağlık barımızı ve puanımızı yükseltmek için gerekli olan bu tarz itemları da toplayabilir ve yolumuza sağ salim devam edebiliriz.
Bu şekilde bir ilerleyeşe sahip olan
Final Fight’ı, en keyifli kılan yanı ise sunduğu hareketli aksiyon ve sürekleyici bölüm yapısı. Harita üzerinde ayrılmış
6 farklı bölümden oluşan oyunda her bölüm sonunda bizi zorlayan bosslarla kapışarak bölümü sonlandırmaya çalışıyoruz. Özellikle arcade salonlarında en çok jeton harcatan kısmı olan
boss kapışmalarını yaparken artık ölürsem bittim duygusunu yaşamadan rahatlıkla hareket edebiliriz. Ayrıca oyunun arcade sürümünde olduğu gibi
bonus stagelerde, arabaları param parça ediyoruz. Sağdan soldan yumruklar savurarak parçaladığımız arabalar hem önümüzdeki bölüm için güzel bir hazırlık, hem de stres atmak için birebir.
Oldukça şık bir menü ile karşımıza çıkan
Final Fight: Double Impact, ayrıca güzel bir sunuma da sahip. Oyuna ayarlarını kurcalamadan giriş yaparsanız, kendinizi bir anda arcade makinesinin başında
Final Fight oynarken bulabilirsiniz. Direk oyunu tam ekran yapmak yerine bu şekilde hoş bir sunumla karşımıza çıkaran
Capcom, isteyenler için ise ayarlar kısmından tam ekran yapma özelliğini, seçilebilir olarak bırakmış. Fakat benim size tavsiyem, ruhunun getirmiş olduğu havayı daha iyi hissetmek adına, oyunu arcade makinesi üzerinden oynamanız yönünde olacaktır.
Final Fight’ın, orijinaline sadık kalınarak yenilendiğini söylemiştim. Bu yüzden görsel açıdan tamamen elden geçirilmiş grafikler beklemeyin. Yüksek çözünürlüğe göre uyarlanmış, oldukça canlı ve keskin renklerin kullanıldığı modern bir nostalji yaşatan mekanlar içersinde, oyunumuz oynuyoruz. Karakterlerin detaylarını da arttıran Capcom, bunun dışında herhangi bir yeniliğe gitmeyerek, serinin orijinal havasını korumayı tercih etmiş ve bu konuda başarılı da olmuş.
Grafikler dışında seslerde de ufak yeniliklerden söz edebiliriz. Eski müzikleri birebir koruyan oyun, ufak tefek revizyonlarla, kulağımıza daha hoş gelmelerini sağlamış. Ana karakterler ve çevre için kullanılan efektlerde ise bir farklılığın bulunmadığını görüyoruz. Hem görsel hem de işitsel anlamda, orijinal yapının korunarak küçük yeniliklere gidilmesi,
eski havayı bozmadan yüksek çözünürlüklerde ve online bir biçimde bu yapımı oynamamıza fırsat tanımış.
Final Fight: Double Impact’ı satın alanları ayrıca bir süpriz de bekliyor.
Capcom tarafından
1990 yılında karşımıza çıkan arcade oyunu
Magic Sword’da oynayabileceğimiz bir yapım olarak sürümün içerisinde yer almakta.
Final Fight’ta olduğu gibi, eklenen online seçenekleri sayesinde gizemli kulede karşımıza çıkan düşmanları
balta, büyü ve kılıç kullanarak yok edip, seri bir maceraya çıkıyoruz.
Jeton canavarı Final Fight bu sefer cebinizdeki parayı sarsmadan oynayabileceğiniz sürümüyle karşınızda. Özellikle zamanında oyunun sonunu getiremeyenlerin yarasına merhem olacak yapım, içerisinde yer alan
achievement desteği ve özel içerikler sayesinde de arşivci oyuncuları cezbedecektir.
Xbox Live Arcade üzerinde
800 MS puana satılan
Final Fight: Double Impact’i, tüm nostalji yaşamak isteyen ya da adını duyup oynamadıkları bu oyunu merak edenlere, kesinlikle tavsiye ediyorum.
- Sana ne dedim, fazla motivasyon iyi değil! Gaza geldin, karambole daldın yine.
- Ya arkadaş, bır bır konuşuyorsun, senin yüzünden heba oldu dağ gibi Haggar!
- Bırak ya, böylece cepteki son parayı da senin toplu dayak yiyişini izlemek için vermiş olduk!
- Bir gün, evet bir gün ben bu oyunu bitireceğim ve o gün geldiğinde seninle beraber şu jetonu satan kasiyer, bunun hesabını vereceksiniz.
- Get out, get out!