Bazı şeyler hiçbir zaman değişmez. Daima melekler ..... daima şeytanlar vardır. ve bu iki taraf daima bir savaş içerisindedir. 9 bin yıl önce, bir şeytan gücü elde etmek için kendi saflarını oluşturdu... En güçlü ve acımasız olmaya çalışan Mundus....
Fakat mandıs bu yükselişte tek başına değildi... onun sağ kolu ve en güvendiği komutanı, onun kan kardeşi Sparda....... Mandıs'a ihanet etmek zorunda kaldı. Çünkü bir melek olan Eva'ya aşık oldu.... Şeytanlar ve melekler arasındaki bağa akıl ermez ama bu durum gerçekleşti... Bu birleşme sonucunda ise ikizler ortaya çıktı... melek ve şeytan ırkını tehdit eden melezler....
Mandıs, Sparda'nın ihanetini öğrendiğinde gücü ve öfkesinin bir limiti yoktu.... Aşıklar ı yakaladı ve Eva, onun kendi ellerinde can verdi... Sparda'yı ise çok daha ölümcül bir kader bekliyordu. Bitmek bilmeyen bir ceza ve acı.....
Tüm olanlara rağmen ikisi de intikam tohumlarının ekildiğini çoktan biliyordu... Çünkü efsaneye göre şeytan kralı sadece bir nephilim, yani bir melez yenebilir...
işte bizde bu melezlerden biri olan Dante'yi kontrol ediyoruz...
Yeni Devil may Cry, hikaye olarak ilk oyunun izinden gidiyor. bazı değişiklikler olsa da ana hikayenin ilk DMC'ye benzediğini söyleyebiliriz. Tabi Vergil gibi karakterlerin açık bir şekilde hikayede yer alması ve işleyişteki farkları da hesaba katmamız lazım..
Hikaye açılışını yaptığında Dante bize bir terörist gibi gösteriliyor. Çünkü Dante'nin adım attığı heryer adeta harabeye dönüşüvermiş. Geçmişe dair herhangi bir anısı olmayan Dante ile arafa giriyor ve peşimizde olan iblislere meydan okuyoruz.
Tabi oyundaki araf işleyişi hikayeye başarılı bir şekilde yedirilmiş. Biz arafta iblisler ile kapışırken, bu kapışmanın yansımaları gerçek dünyada da kendini gösteriyor. Her ne kadar altında başka nedenler yatsa da Dante'nin terörist ilan edilmesindeki nedenlerden birisi de bu.
Burada bir paragraf açıp Dante'nin imajını konuşmak lazım. Zira oyunun en çok tartışılan noktalarından birisi bu. Öncelikle karakterin ilk tasarımındaki emo görünümünden biraz sıyrılması, tartışmanın kaynağını da hafifletiyor. oyunun genel havasını soludukça ve hikayede ilerledikçe yeni Dante karakterine de alışmaya başlıyorsunuz. Hatta yapılan bazı ufak göndermeler ve şeytan modunda saçlarımıza ak düşmesi, bu durumu da bir nevi kurtarmış.
Araf teması, oyunun grafiklerinin de bel kemiğini oluşturmuş. Scriptler ile bezenmiş olsa da arafa geçtiğinizde karşınıza çıkan değişimler kesinlikle oyuna has bir hava katıyor.
oyunun teknik detaylarına baktığımızda hayal kırıklığı yaratan yönleri yok değil. Özellikle araftan çıktığınız anlarda kutu şeklinde araçlar, düşük kaplamalar ve detaylar dikkatinizi çekiyor. Hatta bazı sahnelerin kesinlikle bu nesle yakışmadığını bile söyleyebiliriz. Öyleki "Ulan keşke arafta kalsaydım da bunlara şahit olmasaydım" bile diyebilirsiniz.
Ama oyunun büyük çoğunluğunu geçireceğiniz Araf kısmına geçiş yaptığınızda tüm bu eksiklerin kafanızdan silineceğine de emin olabilirsiniz.
İşte burada oyunun anlatım ve grafiksel sunum öğesi ön plana çıkmış. Sürekli değişen oyun alanı, sağdan soldan fışkıran objeler ve değişen renk paleti ile birlikte oyuna özel bir görsellik ile karşılaşıyorsunuz.
Karakter tasarımları birbirine benzerlik gösteriyor. Özellikle de düşmanlarda. Burada ön plana çıkan unsur gene Dante olmuş. Farklı kombolar ya da normal kılıç hareketinde bile yalpalanması animasyon konusunda iyi bir örnek teşkil etmiş.
DMC'yi açtığınız anda son dönemde bir hayli popüler olan Dubstep ve tekno ağırlıklı müzikler ile karşılaşıyorsunuz. Özellikle aksiyonun tavan yaptığı anlarda çok daha hareketli bir yapıya bürünen oyunun müzikleri, genel konseptede uyum sağlamış. tabi müziklerin serinin diğer oyunlarında olduğu gibi akılda kalmadığını da belirtmem gerek.
Oyundaki konuşmalara baktığımızda iyi fakat oldukça az olduğunu söyleyebilirim. Zaten serinin genel gidişatından dolayı bölüm başı ve sonlarında ufak diyaloglar ile karşılaşıyorsunuz. tabi Dante'nin o ağzı bozuk tavırları ya da bazı boss karşılaşmalarında karşınıza çıkan diyaloglar bu konuda ön plana çıkmayı başarmış. Özellikle Poison adlı iblisin konuşma tarzı bir hayli keyifli olmuş.
Devil May Cry oynanış olarak alıştığımız bir işleyişe sahip. Yani hikaye bölümlere ayrılmış ve az öncede dediğim gibi hikaye detayları bölüm başı ve sonlarında oyunculara aktarılıyor. Toplamda 20 bölüme sahip olan oyunda bulduğunuz anahtarlar ile ekstra görevlere giriyor ve burada size sunulan challangeları yapmaya çalışıyorsunuz.
Bu bağlamda bitirdiğiniz bölümleri tekrar oynamanıza da izin verilmiş. tekrar tekrar oynayarak bu ekstraları çözmeye uğraşabilir ve o bölümdeki derecenizi yükseltebilirsiniz.
Bölüm içerisindeki veya challance görevlerindeki derecenizi de online liderlik tablosuna aktararak dereceye girmeye çalışabiliyorsunuz.
Bölüm işleyişinde olduğu gibi oyun içi itemlarda da yabancılık çekmiyoruz. Gene kırmızı ve yeşil orblar topluyor, bulduğunuz ekstra eşyalar ile can ve iblis barınızı yükseltmeye çalışıyorsunuz. tabi burada oyundaki kombo çeşitliliği devreye giriyor.
oyunun dövüş sistemindeki en başarılı unsur şüphesiz silah çeşitliliği. Rebellion adlı efsanevi kılıcımız dışında Ebony ve ıvory gene ana yoldaşımız oluyor. tabi bu iki tanıdık ismi bir kenara bırakırsak daha önceki oyunlardakine benzer ve farklı bir çok silahı da maceramız bpyunca yanımıza alıyoruz.
Ana silahlarımız dışında kalan diğer silahlarımız melek ve şeytani olarak ikiye ayrılmış. Bazı kapıları açmada ya da bazı düşmanlarda bu silah ayrımına dikkat etmeniz de gerekebiliyor.
Zaten komboların çok daha çeşitli olması bu silahlara ve aralarındaki kolay geçişlere bağlı. Topladığınız puanlar ile hem ana hem de tüm silahlarımızda yeni yetenekler açabiliyoruz. Açtığınız bu yeni yetenekler ve bulduğunuz yeni silahlar, kombo sisteminde de inanılmaz bir dizilimi beraberinde getiriyor.
Aynı savaş içerisinde tüm silahlarınız arasında kolayca geçiş yapabiliyor ve rakiplerinize nefes aldırmıyorsunuz. tabi kombo dizilimlerini ve silah sırasını iyi ayarlamak bu işin de püf noktasını oluşturmuş.
Dövüş sisteminde bazı aksaklıklarda meydana gelebiliyor. hele ki düşmanın bol olduğu alanlarda hedef şaşma veya kamera açısında problemlerle karşılaşabiliyorsunuz.
yeni DMC oynanış açısından oldukça zevkli bir oyun. fakat yenilik anlamında çok büyük özelliklere sahip değil. Devil may Cry serisinin ana unsurlarından biri olan "nereye gidecektik, hangi anahtar hangi kapıyı açıyordu" gibi unsurlar bir kenara bırakılmış. Bunun yerine çizgisel bir gidişat bizi bekliyor. Bulmaca yapısına baktığımızda ise bir elin parmaklarını geçmediğini görüyoruz.
Bu gibi önemli unsurları geri plana iten yapım ekibi daha çok platform dinamikleri üzerine yoğunlaşmış. değişen oyun yapısının da getirisiyle birlikte ordan oraya sıçrarken buluyoruz kendimizi. Zaten silahlarımızın ana özellikleri dövüşler dışında platform kısımlarında da yardımcımız oluyor.