Önce verimli bir toprak bulursun. Sonra onu ekmeye başlarsın. Çıkan buğday ile ekmek yaparsın. Bu arada kestiğin ağaçlar sana kalacak yer sağlar. Su kaynaklarını keşfedersin. Sonra balık avlarsın. Karnın doymuştur kısmen. Ama bir şeyler eksiktir. Madenleri keşfedersin sonra. Önce taş, sonra sonra mercan en son altın. Zenginleşirsin. Sonra yiyeceklerin çeşitlenir. Çevren kalabalıklaşır. Yayılırsın. Yeni şeyler keşfedersin. Ve düşmanlar tabi ki.
Savaşırsın. Güçlenirsin. Daha da büyürsün. Sonra bir bakmışsın o küçücük tarla ile başladığın toprak parçası koskoca bir imparatorluk olmuş. Peki kimin sayesinde?
“Köylü milletin efendisidir” demiş büyük atamız. Bir ülkenin can damarlarının yerel ve doğal kaynakları olduğunu açıklayabilecek tek ve net bir cümle. Ekonominin, sosyal yaşamın, devamlılığın bel kemiği onlar. Nasıl bir vücut hücresiz hiçbir şey ise ülkelerde onlar olmadan hiçbir şey.
Tüm bunları yazı ile alakasız bulabilirsiniz ama 17 yıllık bir efsanenin’de dayanak noktası aslında yukarıdaki ana fikir dostlar. BlueByte 1993 yılında ilk kez Amiga için sürdü piyasaya Settlers’ı. En iyiler arasında yer alması çok uzun sürmedi. Zamanının bırakın sadece gençlerini her yaştan kişiyi kendisine bağladı. Hatta “
Settlers oynayan anneler” efsaneleri bile hala her yerde anlatılır halde. O günden bugüne 5 oyun daha yapıldı. Hepsi sevildi hepsi zamanının hit oyunlarından oldu. En iyisi hangisi tartışmaları yapıldı çoğu zaman. Ve geçtiğimiz eylül ayının sonunda Ubisoft uzun zamandır beklenen serinin yeni oyununu duyurdu. 19 ocak’ta ise kapalı beta’sı yayınlandı ve bizlerde bu efsanenin yeni yüzünü deneme şansını bulduk. Bakalım minik köylülerimiz görmeyeli neler yapmışlar bize neler sunuyorlar.
Settlers oynayan ve hayranı olan kişilere “
bu oyunu neden oynuyorsun” diye sorsanız çoğundan ilk anda cevap alamazsınız. Çünkü Settlers’da ne olduğunu bilmediğiniz bir çekicilik vardır. Çoğu strateji oyununda yapmanız gereken şey bellidir. Asker yap, saldır ve yok et. Settlers bu bakış açısını ilk değiştiren oyun olmuştur. Asla asker yaparak kazanamazsınız bu oyunda. Çünkü asker yapmak kolay değildir. Bir asker üretmek için öncelikle; jeolistler aracılığıyla dağların eteklerinde madenler aranır, daha sonra demir ve kömür madenleri bulunur, buraya madenler kurulumu için önce işçiler kereste ve taş taşırlar, ardından usta gelir ve yavaş yavaş binayı inşa eder (maden dışındaki binalar için engebeli araziyi ev yapımına uygun hale getiren düzelticiler vardır). Maden çıkarmak için, madencilerin beslenmesi gerekir, bunun için çiftlikler kurulur et, ekmek.. vs üretilir (aynı işlemlerden geçerek).
Çıkarılan hammaddeler demirciye gider, kömür yakarak demir eritilir ve kalıplara konarak, silah ustasına gider, silah ustası demiri ısıtır ve uygun şekle gelene kadar döver, ardından gerekli silah üretilir. Üretilen silah kışlaya gider, en sonunda da boşta bulunan işçilerden biri kışlaya giderek asker olur. Uzun mu geldi. Daha durun. Bunlar böyle yazıldığı gibi olmuyor haliyle. Tüm bunları yapmak için önce ekonominizi dengelemeli, topraklarınızın verimliliğini arttırmalı, milletinizi zenginleştirmelisiniz. Eğitime önem vermeli ve araştırmalısınız. Ama bunu uzun tutarsanız yine kaybedersiniz. Çünkü bu sefer kaynaklarınız biter kalakalırsınız ortada. Akıllı olmalı ve tam zamanında gereken atılımları yapmalısınız. Bana göre bu oyunu çekici kılan şey kendi toprağına sahip çıkma ve onu geliştirme olgusu. Zaten çoğu oyunu oynarken çevrenizde bulunan oyunlarla pek alakası olmayan kız arkadaşınız, kardeşiniz vs. nin sıkılmasını izlerken,
Settlers oynarken aynı kişilerin ilgi ile izlemesinin ve hatta kalkıp oynamaya çalışmasının da sebebi belki de budur.
Çok fazla eskiden bahsettik biraz günümüze gelelim artık. Öncelikle klasik uyarımızı yapalım.
Oynadığımız versiyon oyunun %80’ni bitmiş beta versiyonu. Yapacağımız eleştiriler düzeltilebilir olduğu gibi iyi anlattığımız yönlerde bozulabilir. Oyun içinde ara videolar bulunmamakta ve grafiksel anlamda tam bitmemiş eksiklikler var. Yinede biz gördüklerimizi yazacağız ve oyunu anlatmaya bir an önce başlayalım. Ne de olsa koca bir imparatorluk bizi bekliyor.
Güzel bir müzikle ve manzara ile açılıyor oyunumuzun menüsü. Klasik beta uyarılarından sonra menüye ulaşıyoruz sonunda. Play dediğimizde 4 seçenek karşılıyor bizi. Biz klasik olarak senaryo modunu seçerek giriyoruz oyunumuza. Yine klasik bir şekilde elimizde kısıtlı imkanlarla başlıyoruz oyuna. Beta test versiyonu olduğu için ara videolar yok ve sadece ilk 3 bölüme izin verilmiş durumda. Bu bölümlerde genelde eğitici ve oyunda neyi nasıl yapabileceğinize yönelik şeyler anlatıyor, yenilikleri gösteriyor. Önce grafiklere değinelim. Daha tam olarak hardware optimizasyonu tamamlanmamış olduğu her halinden hissediliyor olsa dahi bu hali ile bile Settlers 7’nin oldukça iyi grafikleri var.
Daha doğrusu tam kelime anlamıyla yine “şirin” grafiklere sahip S7. klasik tarzdan ödün verilmemiş. Temiz bir arayüz sunulmuş ve her şey kolayca görünebilir-erişilebilir durumda. Yeşilin yoğun olduğu yerlerde renk paleti biraz problem çıkartıyor gibi dursada genel olarak ren cümbüşü oldukça iyi kontrol edilmiş. Grafiklere iyice yaklaştığınızda aslında çok detaylı tasarlandığı fark ediliyor. Özellikle karakter modellemelerinde iyileştirmelere gidilmiş. Full zoom yapıp tekrar geri çekildiğinizde gölgelendirmede bir problem göze çarpıyor sık sık. Ama sanırım bu full oyunda düzeltilecektir çünkü betaya özel bir hata olduğu belli.
Sistem gereksinimleri konusunda şunu söyleyebilirim oyunu denediğim PC core 2 duo 2.2 gh 2mb cahce işlemcisi, 2gb ati radeon ekran kartı ve 4gb ram özelliği bulunan bir laptop. Bu haliyle tüm özellikleri full olarak açtığımızda çok ufak tefek frame rate düşmeleri haricinde (ki ben bunları yine betaya bağlıycam pc’ye laf söyletmem :p ) gayet rahat bir şekilde oynattı. Yani sistem olarak çok fazla bir gereksinim duymayacak Settlers yine.
Sunum konusunda oldukça iyi bir iş çıkarmış Bluebyte. Daha ilk dakikadan müziği ile, atmosferi ile sizi içeri çeken bir ortam var oyunda. Özellikle araya serpiştirilmiş espriler ve göndermeler yüzünüzde hafif tebessümler bırakarak sizi oyunla bir arada tutuyor.
Dediğimiz gibi temiz bir arayüz bulunmakta ve bunun sayesinde oynanabilirlik oyunda tavan yapmış. Her şey çok kolay erişilebilir durumda. Özellikle alt konsoldaki tuşlar ile hemen hemen her şeye ulaşabilmeniz işinizi çok kolaylaştırıyor. Ekranın sol alt tarafında sürekli o anda ne yapmanız neye odaklanmanız gerektiğini anlatan bir menü var. Multiplayer oyunlarda bu menü bir bildirim panosuna dönüşüyor ve oyunda neler olup bittiği konusunda sizi ürekli uyarıyor. Ayrıca yine fare’nin sağ tuşu ile her şeyden vazgeçebilmeniz ve hızla ilk menülere dönebilmenizde oynanışı iyice hızlandırmış durumda. Kamera’yı dilediğiniz açıda tutabilmeniz bir diğer artı.
Ama burada bir hata ile daha karşılaşıyoruz oyun içinde. Bazen kamera kilitlenip kalabiliyor ve hiçbir şekilde eski haline getiremiyorsunuz. Özellikle overview yaptığınızda bu şekilde kalırsa oyunu devam ettirmeniz imkansız hale gelmekte. Umarız bu hata düzeltilir.
Biraz oyundan ve yeniliklerden bahsedelim. Rönenesans Avrupasındayız. Hikaye olarak bir prensesin kaybettiği toprakları geri alması baz alınmış. Yine amacımız aynı. Sıfırdan başlayarak bize verilen görevleri yerine getirmek, gelişmek ve o haritadaki ana amaca ulaşmak. Bunun için yine standart Settlers özellikleri olan yaşama alanları kurmalı, sağlam ekonomi üretmeli ve bir taraftan askere-teknolojiye önem vermelisiniz. Her oyunda olduğu gibi çiftlik’ler, oduncular, maden’ler ve bunlara bağlı işleme yerleri yer almakta oyunda. Bu sistemde herhangi bir değişiklik yok.
Yani bir tarla kuruyorsanız mutlaka yel değirmenide kurmalı ve ordan gelen buğdayları una dönüştürmelisiniz. Ve tabi bu unların ekmeğe dönüşmesi için bir fırın kurmalısınız. Aynı şekilde bir altın madeni bulduysanız bunu hem çıkarabileceğiniz ve işleyebileceğiniz bir yer ve aynı zamanda bunu paraya dönüştürebileceğiniz bir tesisde kurmanız gerek.Yani her şey birbiri ile bağlantılı. Ve bu bağlantılardan biri bile aksadığında veya kaynak sıkıntısı yaşandığında sizde sıkışmaya ve zorlanmaya başlıyorsunuz. Ve aynı zamanda halkınızı doyurmalı memnun etmelisiniz. Peki yenilikler neler? Sırayla dikkat çekenleri değinelim.
İlk olarak ana kalemiz artık geliştirilebilir durumda. Artık her gelişimde askerlerimiz çok daha yetenekli hale geliyor ve avantaj kazanıyoruz. Burada ne zaman gelişeceği tamamen size bağlı değil elbette belli şartlar yerine getirmeli. Burada devreye oyunun en önemli yeniliklerinden biri giriyor devreye. Artık bizim komutamız altında tek bir general çeşidi yok. 4 farklı general tipi bulunmakta ve her birinin kendine ait özellikleri var.
Mesela bir generaliniz standart askerleriniz olan yakın dövüş pikeman’lerini çok daha iyi yönetirken ve geliştirirken, bir diğer generaliniz kaleleri kuşatmakta vazgeçilmez unsurunuz olan uzun menzilli silahlarınızı çok daha iyi yönetmekte. Ve en önemlisi artık sizler kuşatmalarla birebir ilgilenmeniz gerekmiyor. Bir generale bırakabiliyorsunuz ve o halledebiliyor her şeyi otomatikman.
Tabi burada askerlerde önemli hale geliyor.Yakın dövüş, geniş menzil ve geri destek olarak 3 ayrı türe ayrılıyor askerler ve 6 çeşit halindeler. Artık hepsini eğitmek zorunda da değilsiniz. Dilerseniz gerekli yiyecek ve parayı sunduğunuzda tavernalardan paralı askerde bulmanız mümkün. Ama unutmayın her zaman eğitilmiş bir ordu, toplama bir ordudan daha iyi savaşır. Burada askerliği zorunlu hale getirmenizde mümkün. Tabi bu halkın çok hoşuna gitmeyecektir.
Tabi burada askerlerde önemli hale geliyor.Yakın dövüş, geniş menzil ve geri destek olarak 3 ayrı türe ayrılıyor askerler ve 6 çeşit halindeler. Artık hepsini eğitmek zorunda da değilsiniz. Dilerseniz gerekli yiyecek ve parayı sunduğunuzda tavernalardan paralı askerde bulmanız mümkün. Ama unutmayın her zaman eğitilmiş bir ordu, toplama bir ordudan daha iyi savaşır. Burada askerliği zorunlu hale getirmenizde mümkün. Tabi bu halkın çok hoşuna gitmeyecektir.
Gelelim oyundaki en önemli yeniliğe. Artık teknoloji konusu çok daha ayrıntılı ve geniş sunulmuş durumda.
3 farklı manastır tarafından çok çeşitli bir teknoloji sistemi var. Bu manastırlardaki sizlere sunulan teknolojileri alabilmek için ise rahiplerinizi o manastıra araştırmalar için yardıma göndermeniz gerekiyor. Her teknoloji araştırması için belirli sayıda bir rahip gerekiyor.
Tabii teknoloji yükseldikçe rahip sayısı da artıyor. Ve her teknoloji için her rahip’te gönderilmiyor. 3 çeşit rahip tipi bulunmakta ve oyun ilerledikçe daha ciddi eğitimler yaptırmanız gerekiyor.Tabi oyun sadece senaryo modundan oluşmuyor. Özellikle bu sene online multiplayer konusunda da iddalı oyunumuz. Beta testerlar arasında denediğimiz oyunlarda herhangi bir sorunla karşılaşmadık. Oldukça akıcı oynanan ve güzel performans gösteren bir server kurulmuş. Her ne kadar test aşamasında olsa dahi oldukça güven verici. Çok geniş haritalar bulunmakta ve oldukça tatmin edici sürelerde oyunlar oluyor.
Peki bu oyunun hiç kötü yanı yok mu? Yok denecek kadar az diyebiliriz. Öncelikle zaman zaman tek düze hale gelebiliyor oyun. Bunda asker yapımının eskisine göre daha kolaylaştırılmış olmasının etkisi büyük. Bazen her şeyi otomatiğe bağlanıp sadece beklemeniz gereken anlar olabiliyor. Savaşlara müdahale şansınız zaten azdı geçmiş oyunlarda bu sefer hepten azalmış durumda.
Açık söylemek gerekirse Settlers 7 ilk açarken düşüncem
“daha ne yapılabilir ki?” şeklinde olmuştu. Özellikle son oyunların başarısından sonra çok fazla yenilik beklemiyordum. Ama yine yapımcılar çok geniş bir mikroekonomi sistemi üzerine ufak tefek yenilikler ekleyerek ve en önemlisi muhteşem bir atmosfer yaratarak çok güzel bir oyun daha çıkarmışlar ortaya. Yine kendini oynatacak ve bağlayacak bir oyun geliyor diyebiliriz. Nisan ayı başlarında bizimle buluşacak full oyun. Bu zamana kadar beta’da bulunan hatalarında giderileceğini düşünürsek çok daha iyi olacağı aşikar. Bir gerçek var ki adı Settlers olunca oyun kötü olmuyor, olamıyor.
Bizde bundan gayet memnun durumdayız o ayrı…